Fakülteler
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Fakülteler by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 24
Results Per Page
Sort Options
- Item2022 yılı girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi verileri üzerine alan ve ölçüt bazlı bir değerlendirme(Turan-Sam Yayıncılık, 2023) Tosun, Hasan; 6128Ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının performansını değerlendirmek üzere 2012 yılından itibaren Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bazı birimlerden temin edilen veriler esasında 23 gösterge dikkate alınarak bir “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi (GYÜE)” tanımlanmıştır. Bu endekste; üniversitelerin bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliğine, işbirliği ve etkileşim aktivitesine, fikri mülkiyet etkinliğine, girişimcilik ve yenilikçilik kültürüne ve ekonomik katkı ile ticarileşme potansiyeli alanlarına bağlı olarak değerlendirme yapılmaktadır. Bu yıl 2022 yılı verileri kullanılarak yapılan değerlendirme sonuçları açıklanmıştır. Bu sonuçlara göre; daha önceki yıllarda dereceye giren üniversitelerin yine listede olduğu ve sıralama da küçük değişiklikler bulunduğu görülmektedir. Ancak bazı Vakıf üniversiteleri (İstanbul Medipol, Bahçeşehir, Yeditepe, Yaşar, Atılım ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar gibi) önemli atılımlar yaparak ilk 50 üniversite içinde yer almışlardır. Bu makalede, ilgili endeksin parametreleri tanımlanarak, alan ve ölçüt esasında ilk elli sıra içinde yer alan üniversitelerin değerlendirmesi yapılmakta ve bazı üniversiteler için öneriler getirilmektedir.
- Item2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi dış mekân reklamı ve kampanya çalışmalarının grafik tasarım açısından genel bir değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-11) Yılmaz, İbrahim; Ayçe, Mehmet Taragay; 21436Siyasi reklam; siyasi parti adaylarının tanıtılması ile adayın siyasi kimliği hususunda seçmeni ikna etme ve tanıtım araçlarının etkili bir şekilde kullanılması aracılığıyla yapılan bir iletişim yöntemidir. Bu süreç adayların mesajlarını doğrudan seçmene iletmelerine ve siyasi tartışmaları etkilemelerine olanak tanıyan bir tür kampanya biçiminden oluşur. Seçimi kazanmak, en iyi aday olmak veya en iyi fikirlere sahip olmaktan çok daha fazlasını içerir. Adaylar, çeşitli medya türlerinde reklam yayınlayarak isim bilinirliği oluşturabilir, önemli konuları vurgulayabilir ve rakiplerinin eksikliklerini topluma yansıtabilirler. Günümüzde seçim reklamları ve kampanya harcamaları daha çok çevrimiçi platformlara yönelmiş olsa da siyasette hâlâ dış mekân reklam çalışmalarına marka bilinirliği ve görünürlüğü açısından büyük ölçüde devam edilmektedir. Dış mekân reklamcılığı diğer reklam biçimlerinden daha fazla kişiye hitap eder ve insanların zihninde diğer tüm medya araçlarından daha çok önem verilmektedir. Dünya reklam tasarımcıları arasında gerilla reklamcılık olarak da bilinen dış mekân reklamcılığı, insanların aniden karşılarına çıkması ve kitleleri harekete geçirmesinde etkili olmasıyla da grafik tasarım ve reklamcılık alanındaki yerini almıştır. Bu araştırmanın amacı 2023 seçimlerindeki reklam afişlerinin tasarım açısından gelişim ve değişimlerini incelemektir. Bu seçim gerek toplumsal gerek siyasal olarak Türkiye’de bulunan siyasi görüşler açısından iki farklı gurubu temsil etmiştir. Her ne kadar Türk toplumu arasında olsa da seçimlerde kullanılan argümanlar seçimlerin tanıtım çalışmalarında büyük farklı söylemlerin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu araştırma seçilen siyasi kampanya afişlerinde yer alan görsellerin tipografik ve grafiksel bakımdan özelliklerinin belirlemesi ve incelemesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, siyasi kampanya afişlerinin siyasi adayların oy toplamak için kullandıkları temel görsel iletişim araçları olarak nasıl işlev gördüğü incelenmiştir. Grafiksel olarak siyasi kampanya afişlerinde, anlam ifade eden çeşitli renkler, resimler yanında, illüstrasyonlar da kullanılmıştır. Çeşitli siyasi partilerin farklı politik yaklaşımları olmasına rağmen bu seçimde siyasi görüşlerin belirgin söylemleri afiş tasarımlarını da önemli ölçüde etkilemiştir.
- ItemAmbalaj tasarımında hedonizm etkisi(İksad, 2024-10) Güler, Gizem; 350727Günümüz modern yaşamının kişi üzerinde yarattığı duygu dalgalanmaları, artan kişilik rolleri ve sorumluluklarına toplum tarafından onaylanma (ötekileştirilmeme) ve günlük stresten uzaklaşarak zihinsel bir rahatlamaya ulaşma da eklenince toplumun tüketim alışkanlıkları değişmiştir. Süreç içinde tüketim toplumunun yarattığı insan prototipi toplum tarafından kabul görme amaçlı markalara ve ürünlere karşı bağlılık geliştirmiştir. Bu esnada kişilere itibar kazandırma rolü üstlenen markalar ise tüketici üzerinde kısa süreli hazlar yaratarak tüketime bağımlı bir kitle yaratmak ve bir sonraki satın alma davranışını tetiklemek için çalışmaktadır. Bu çalışmalara örnek olarak verilebilecek ambalaj tasarımları içinde kişiselleştirilmiş ambalaj tasarımlarını ele almak mümkündür. Markalar ambalaj tasarımlarıyla ürünü korumak, saklamak, taşınabilir ve sergilenebilir kılmak gibi temel amaçların dışında rakip markaların önüne geçerek görünürlük kazanmayı ve kitlenin satın alma davranışını gerçekleştirmesini planlamaktadır. Bunun için hedef kitleye hedonist bir bakış acısı ile kişiselleştirilmiş, özel bir deneyim sunmak pek çok marka tarafından denenmiştir. Bu kişiselleştirme ile kitle-marka ilişkisinde ürüne olan ilgi ve bağlılık güçlenir. Bu çalışma kapsamında örneklem olarak Coca-Cola markası ele alınmıştır. Markanın 1 litrelik plastik ambalajları ve kutu ambalajlarının üzerinde hayata geçirdiği isim kampanyası ile hedonistik bir satın alma davranışı planlanmıştır. Bu araştırma kapsamında kişiselleştirilmiş ambalaj tasarımları ile kitlenin hazza erişmek için gösterdiği çaba ve kendini özel, biricik hissetme sonucunda artan satın alma davranışları gözlemlenmiştir.
- ItemBarış ve savaş üzerine odak grup tartışmalarına katılımın kadın üniversite öğrencilerinin değer yönelimleri ve sosyal temsilleri üzerindeki etkisinin incelenmesi(Türk Psikologlar Derneği İktisadi İşletmesi, 2022-10) Özkan Demir, Kübra; Kuşdil, M. Ersin; 372021Giriş ve Amaç: Pozitif barış, savaşın ve sıcak çatışmaların yokluğundan öte toplumun çatışma olasılıklarının ortadan kaldırıldığı ve temelinde sosyal adalet, eşitlik, insan hakları, yardımlaşma, hoşgörü, karşılıklı anlayış gibi unsurların yer aldığı olumlu yaşam koşullarına ve insani ilişkilere dayanan bir kavramdır. Bu çalışmada barış ve savaş üzerine yürütülen odak grup tartışmalarına katılımın bu kavramlarla ilişkili olan bireysel değerlerin ve sosyal temsillerin üzerinde pozitif barış lehine etkisi olup olmadığının incelenmesi hedeflenmiştir. Yöntem: Kadın üniversite öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen mevcut çalışmada araştırma ve kıyaslama olmak üzere iki grup bulunmaktadır. Araştırma grubu Uludağ Üniversitesi’nde eğitim almakta olan öğrencilerden oluşmaktadır ve bu grup ile haftada bir saat olmak üzere toplam beş hafta boyunca barış ve savaş kavramlarının tartışıldığı odak grup görüşmeleri yürütülmüştür. Türkiye'deki çeşitli üniversitelerin öğrencilerinden oluşan kıyaslama grubu katılımcılarına ise çevrimiçi yollarla ulaşılmış olup bu grup odak grup görüşmelerine dahil edilmemiştir. Değerlerin ve temsillerin değişimini incelemek amacıyla tüm katılımcılardan çalışmanın başlangıcında (Z1), başlangıçtan beş hafta sonra (Z2) ve beş ay sonra (Z3) değer yönelimleri ve barış/savaş temsil içeriklerine ilişkin ölçüm alınmıştır. Bulgular: Tekrarlı ölçümlerde varyans analizi sonuçları Z1-Z2 arasında barış ve savaş üzerine odak grup tartışmalarına katılımın özellikle özgenişletim ve özaşkınlık değer puanları açısından gruplararasında önemli bir fark yarattığını göstermektedir. Buna göre araştırma grubunun özgenişletim puanları düşerken, özaşkınlık puanları yükselmektedir. Kıyaslama grubu için ise tam tersi bir durum gözlenmektedir. Sosyal temsillerin analizinde kullanılan prototipik ve ki-kare analizleri sonucunda, Z1-Z2 arasında barış temsili içeriğin çekirdeğinde yer alan pozitif barış ile ilişkili unsurların sıklıklarının sadece araştırma grubunda anlamlı olarak daha yüksek olduğunu göstermektedir. Odak grup görüşmeleri sonlandıktan yaklaşık 4 ay sonra elde edilen bulgular (Z3), değer yönelimleri üzerinde grup-zaman etkileşimlerinin artık gözlenmediğini ancak araştırma grubunun barış/savaş temsili içeriğine pozitif barış ile ilişkili unsurların yerleşmiş olduğunu göstermektedir. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar karşılıklı iletişim ve müzakere aracılığıyla pozitif barış fikrinin geliştirilebileceğini, barış ve savaş ile ilişkili kişisel değerlerimizin ve zihnimizdeki temsillerinin değişebileceğini göstermektedir.
- ItemÇocuğun hastane ortamına hazırlanması(Eğiten Kitap, 2023) Sezgin, Esin; 230880Çocukluk dönemi, bireyin gelişiminde kritik bir aşamadır. Ancak, bazı durumlarda bu süreç, hastalıklar, patolojiler, ağrılı ve invaziv prosedürler, travmalar veya uzun süreli hastanede yatışlar gibi olumsuz olaylarla kesintiye uğrayabilir (Gordiona-Iáñez ve diğerleri, 2020). Özellikle erken çocukluk döneminde hastalık, hastane ziyareti ve hastaneye yatış çocuklar için korkutucu bir deneyimdir (Burns-Nader & Hernandez-Reif, 2016; Delvecchio ve diğerleri, 2019; Gültekin & Baran, 2005; Kaminski, Pellino & Wish, 2002; Jeyamurugan & Basak, 2020). Bu deneyim, çocuğun yaşı, bilişsel ve duygusal özellikleri, mizacı, önceki hastane deneyimleri, hastalığın algılanma şekli, bilinmezlik, ayrılıklara tepkiler, hastalığın etkileri gibi bir dizi faktörden etkilenebilir. Çocukların ebeveynlerinden, günlük rutinlerinden ve güvenli ev ortamından uzaklaşması, yaşam tarzlarında değişikliklerin ortaya çıkması, tanıdık olmayan görüntü, ses ve kişilerin varlığı, ağrı ve işlem korkusu, normal yaşamdan uzaklaşma hastanede yatan çocuklarda stres ve kaygıyı tetikleyebilir (Kaminski, Pellino & Wish 2002; Burns-Nader & Hernandez-Reif, 2016) ve hastaneye yatma ve tedavi görmeye bağlı olarak fiziksel ve duygusal zorluklar yaşayabilirler. Çocukların hastaneye yatışı sırasında ve sonrasında gösterdikleri tepkiler arasında endişe, regresyon, bağlanma sorunları, aşırı hareketlilik, yalnız kalmak isteği gibi davranışlar bulunmaktadır (Li ve diğerleri, 2016). Bu davranış problemlerinin azaltılması için çocukların ve ailelerinin hastaneye, tedaviye ve girişimlere hazırlanması önemlidir. Bu hazırlık sürecinde güven oluşturmak, çeşitli yöntem ve teknikler kullanarak bilgi vermek, duygularını ifade etmeye teşvik etmek ve başa çıkma becerilerini geliştirmek amaçlanır.
- ItemÇocuk edebiyatı eserlerinde yer alan arketiplerin incelenmesi(Esma Dumanlı Kadızade, 2023) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Arketip sözcüğünü psikoloji literatürüne kazandıran isim Carl Gustav Jung olmuştur. Zaman içerisinde, Jung’un, evrendeki varlıkların miktarı kadar, söylemiyle ifade ettiği arketipler üzerine birçok farklı tanım ve kategori oluşturulmuştur. Çocuk edebiyatı, arketipler için geniş bir çalışma alanı sunmaktadır. Çocuk edebiyatında yer alan edebi eserlerde basit bir dil kullanılmasına karşın yorumlamayla açığa çıkarılacak derin anlamlar bulunmaktadır. Bu araştırmada birçok farklı disiplinin üzerinde çalışmalar yürüttüğü ve son derece önemli görülen arketip kavramına yönelik yayınlanmış olan çalışmalar aracılığıyla çocuk edebiyatında arketip kavramını incelemek amaçlanmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden olan, doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama işlemi DergiPark veri tabanı üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamına 17 makale dahil edilmiştir. Elde edilen veriler doküman analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Arketip kavramını temel alarak çocuk edebiyatı eserlerini inceleyen çalışmaların; edebi eser türlerine, yayın yıllarına, incelemiş oldukları arketiplere, kolektif bilinçdışı kavramına yer verme durumlarına bakılmıştır. Yayınlanan makalelerin edebi türlerinin yalnızca masal ve öykü olduğu görülmüştür. İncelenen 17 makalede yer alan eserlerin 9’unun masal, 8’inin ise öykü olduğu tespit edilmiştir. Konu hakkında en yakın tarihli makalelerin 2022 yılında yayınlandığı ve bunların sayısının 3 olduğu görülmüştür. Bu alanda en fazla makale ise 5 makaleyle, 2021 yılında yayınlanmıştır. 2017, 2016, 2015, 2012, 2011 ve 2010 yıllarında konu hakkında makale yayınlanmamıştır. İncelenen makalelerde toplam 12 farklı çeşit arketipe ulaşılmıştır ve en sık ele alınan arketipin gölge arketipi olduğu tespit edilmiştir. Gölge arketipini sırasıyla, anne, yaşlı bilge, animus, kahraman, anima, persona, yeniden doğuş, baba, self, hilebaz ve asi arketipi takip etmiştir. İncelenen 17 makaleden 15’inde arketiplerin incelenmesinde önemli bir kavram olarak görülen kolektif bilinçdışı kavramı incelenmiş, 2’sinde ise kolektif bilinçdışı kavramı incelenmemiştir. Gelecekte çocuk edebiyatı alanında yapılacak olan çalışmalarda arketip kavramının masal ve öykü türünden farklı edebi türlerde de ele alınarak incelenmesinin literatürde tespit edilen bir eksikliğin giderilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Gelecekte, çocuk edebiyatı alanında yerli ve yabancı daha fazla edebi eserin incelenmesiyle de literatürdeki çeşitliliğin artırılmasına katkı sunulabilir.
- ItemHemşirelik öğrencilerinin organ bağışı ve transplantasyon konusundaki bilgi ve tutumlarının belirlenmesi(Türkiye Tabipleri Birliği, 2023) Tekin, Yasemin Eda; Güneş, Ayşegül; 292320Giriş: Organ nakli alanında büyük gelişmeler yaşanmasına rağmen uzun yıllardır tüm dünyada organ bağışı sayıları istenen düzeye getirilememiştir. Geleceğin sağlık profesyonelleri olan hemşirelik öğrencilerinin bu konudaki bilgi ve tutumları, organ bağışı konusunda hasta ve yakınlarının farkındalığının artırılması açısından önemlidir. Amaç: Bu çalışmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinin organ bağışı ve transplantasyon konusundaki bilgi ve tutumlarını belirlemektir. Gereç-Yöntem: Bu araştırma 257 hemşirelik öğrencisi üzerinde tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafında hazırlanan “Organ Bağışına Yönelik Davranış ve Tutum Belirleme Formu” ve “Organ-Doku Bağışı ve Transplantasyon Bilgi Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde frekans, ortalama, yüzde, standart sapma ve Tukey testi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %84,4’ü organ bağışında bulunmak istediğini belirmektedir. Öğrencilerin çoğunluğu toplumun organ bağışı konusunda yeterince bilgilendirilmediğini düşündüğünü, %60,3’ü ülkemizde organ bağışı yapacak kişilerin haklarının yasalarla katı şekilde korunduğuna inanmadığını, yalnızca %24,0’ü okul eğitimi sırasında bilgi edindiğini belirtmiştir. Öğrencilerin %84,8’i karşı cinsten bir kişiye organını bağışlamak istemediğini belirtmiştir. “Organ-Doku Nakli ve Transplantasyon Bilgi Ölçeği” puan ortalaması 12,9±2,4, “Donör özellikleri” alt boyutu puan ortalaması 3,5±0,9, “Organ bağışı ile ilgili legal, etik ve medikal süreç” alt boyutu puan ortalaması 9,4±1,9’dir. Organ bağışında bulunmak isteyen öğrencilerin ve organ bağışında bulunmayı isteyenlerin ölçek toplam puanı anlamlı olarak daha yüksektir (p<0,05). Sonuç: Çalışmada öğrencilerin bilgi seviyesi organ bağışında bulunmak isteme durumunu etkilemektedir. Hemşirelik öğrencilerinin bu konudaki bilgi düzeyi artırılarak organ bağışı desteklenmelidir.
- Itemİş süreci optimizasyonu: yöntem, teknoloji, riskler ve fırsatlar(Bitlis Eren Üniversitesi, 2023) Şahinaslan, Ender; 122635Süreç optimizasyonu, iş süreci yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. İşletmelerin mevcut iş süreçlerini ve çalışma biçimlerini anlamaları ve iyileştirmeleri için bir fırsattır. İyi bir strateji ile yürütülen süreç optimizasyon çalışmaları, işletmelere maliyet tasarrufu, zaman tasarrufu, artan verimlilik, azalan hatalar ve müşteri memnuniyeti gibi birçok avantaj sağlamaktadır. Bunlar bir yandan işletmenin performansını artırırken diğer yandan sürdürülebilir bir büyümeye de katkı sağlar. Öte yandan günümüz rekabet koşulları, teknolojik yenilikler ve dijital dönüşüm çabaları kurumsal işletmeleri iş süreçlerini iyileştirmeye ve optimize etmeye zorlamaktadır. Böyle bir çalışmada yöntem, teknik ve uygulama pratiklerinin bir arada sunulduğu rehber çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışma, süreç iyileştirme ve optimizasyona özel literatür kaynakları, eğitim notları ve saha uygulamalarından elde edilen deneyimlerin sentezlenmesi şeklindedir. Çalışmada süreç optimizasyonunun temel kavramı ve tanımı, süreç optimizasyonunun ne olduğu ve neden önemli olduğu, süreç iyileştirme ve optimizasyon yöntemleri, adımları ve ilgili teknolojiler açıklanmakta, süreç optimizasyonu adımları, güncel yaklaşımlar, teknoloji kullanımı, riskler ve fırsatlar ele alınmaktadır. Bu çalışma, iş süreçlerinin iyileştirilmesine ve optimize edilmesine yardımcı olabilecek bir rehber olarak literatüre katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
- ItemKronik psikiyatri hastasının bakım vereni olmak: psikolojik dayanıklılığı nasıl etkiliyor?(2023-10) Erkuş, Şeyma; Babacan Gümüş, Aysun; 372023Kronik psikiyatri hastasına bakım vermek bakım verenlere fiziksel, duygusal, sosyal ve ekonomik alanlarda yük getirmektedir. Psikolojik dayanıklılık, bakım verenlerin bakım verme sürecinde karşılaştığı zorluklarla başarılı bir şekilde mücadele edebilmesini sağlar. Kronik psikiyatri hastasının bakım vereni olmak, psikolojik dayanıklılığı etkileyen bir risk faktörü olsa da psikolojik dayanıklılık geliştirilebilir bir özelliğe sahiptir. Bakım verenlerde psikolojik dayanıklılığın incelenmesi, psikolojik dayanıklılığı geliştirmeye yönelik müdahale programlarının planlanması ve uygulanması açısından önemlidir.
- ItemKronik ruhsal bozukluğu olan bireylere bakım verenlerde umut: bakım veren özellikleri açısından bir inceleme(Dalya, 2023-10) Erkuş, Şeyma; Babacan Gümüş, Aysun; 372023Kronik ruhsal bozukluğu olan bireylere bakım verenler, bakım verme sürecinde pek çok zorlukla karşılaşmaktadır. Bu zorluklarla mücadele etmek bakım verenleri ruhsal hastalıklara yatkın hale getirmektedir. Yaşanılan stres bakım verenlerin umut düzeylerini olumsuz yönde etkilemektedir. Umut, bakım verenlere stres verici yaşantılarla baş edebileceği konusunda güç verir. Bakım verenlerin amaç belirlemesini, amacına ulaşmak için harekete geçmesini ve zorluklarla karşılaştığında alternatif yollar aramasını sağlar. Umut, bakım verenlerin bu zorlu süreçte güçlü kalabilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bakım verenlerde umudun geliştirilmesi bakım verdiği hastaların da umut geliştirmesinde, tedaviye uyumlarının artmasında ve bakım verme deneyiminin olumlu yanlarının keşfedilmesinde etkili olacaktır. Bakım verme deneyimi ne kadar zorlu olsa da bakım verenlerin kendilerine has özellikleri de umutlarının yüksek olmasında etkili olmaktadır. Bu araştırmanın yapılması bakım verenlerin umut düzeyinin ve umudu etkileyen bakım veren özelliklerinin ortaya çıkarılması açısından önemlidir.
- ItemLojistik depolarda sipariş toplama ve konumlandırmaya yönelik yenilikçi bir yaklaşım(Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2023) Şahinaslan, Önder; Karataş, Ceyhun; Şahinaslan, Ender; 122635Amaç: Uluslararası bir lojistik deponun verimliliğini artırmaya katkı sağlamak için depo dolaşım mesafesini kısaltacak yenilikçi ve etkin bir konumlandırma yönteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: 1.239.545 adet ham depo verisi uzman ekiplerin desteği ile analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Makine öğrenimi algoritmalarının depo konumlarının belirlenmesinde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Dolaşım hızı ve anahtar değer hesaplamasına dayalı olarak alternatif bir konumlandırma çözümü geliştirilmiştir. Statik olarak beş farklı bölgeye ayrılan sahada uygulamalı testler yapılmıştır. Önerilen yöntemin etkinliği, bilinen konumlandırma yöntemleriyle karşılaştırılmıştır. Bulgular: Öğrenme algoritmalarının başarı oranları (%54-%64) uzman ekipler tarafından yeterli bulunmamıştır. Geliştirilen çözümde ürünleri doğru yere yerleştirme başarı oranı %90,93 olmuştur. Bir aylık gözlem sonucunda depo giriş çıkış işlemlerinde kat edilen mesafe yaklaşık 880 km kısalmış, depo doluluk oranı %54,07'den %55,68'e yükselmiştir. Elde edilen sonuçlar önerilen yöntemin etkinliğini göstermektedir. Özgünlük: Depo yerleşim yüzdeleri ve dolaşım mesafelerinde önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bilinen diğer yöntemlere göre daha etkili ve yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Bölge sınırı olmayan dinamik, verimli ve başarılı yapısıyla farklı depolarda uygulanabilir özgünlüktedir. Gerçek depo verilerine ve uzman görüşlerine dayalı olarak oluşturulması literatüre eşsiz bir katkı sağlamaktadır.
- ItemMarmara Bölgesi (İstanbul şehir hariç) yükseköğretim kurumlarının bilimsel çalışma verimi(TURANSAM Yayıncılık, 2022) Tosun, HasanSon dönemlerde özellikle 2000'li yılların başından itibaren yükseköğretim kurumlarına mevcut sorumluluklarına ilave olarak yeni görevler yüklenmiştir. Gelişmiş ülkelerde bu kurumlar, bilginin üretildiği ve teknoloji transferinin gerçekleştiği merkezler olarak görülmeye başlanmıştır. Bu alanda başarılı olabilmek için ilgili kurumun genellikle bir akademik ekosistem içinde yer alması, araştırma-geliştirme faaliyetlerini üst düzeyde yapması ve bilimsel yayın verimin yüksek olması esastır. Yazar tarafından daha önce Marmara bölgesindeki (İstanbul şehri hariç) yükseköğretim kurumlarının öğretim yapısı ve öğretim kalitesiyle ilgili bir çalışma yapılmış ve oluşması muhtemel bir akademik ekosistem için öneriler getirilmiştir. Bu çalışmada ise aynı yükseköğretim kurumlarının bilimsel çalışmaları dikkate alınarak, temel bazı kriterler esasında yayın kaliteleri ile bilimsel alanda kurumsal performansları incelenmiştir. Çalışma için bütünüyle YÖKAK Sisteminden alınan 2021 yılına ait veriler kullanılmış ve o yıl için her bir üniversite için SCI, Q1, toplam yayın ve atıf sayıları dikkate alınmıştır. Ayrıca her kurum için uluslararası işbirliği ile sanayi işbirliği sonucunda oluşan ve ilk yüzde onluk dilimde yer alan dergilerde yayımlanmış çalışma sayıları da kullanılmıştır. Bu verilerin kendi aralarındaki ilişkilerden ve öğretim üyesi başına düşen yayın sayılarından bir değerlendirme yapılmış ve ilgili yükseköğretim kurumları arasında her kontrol kriteri esasında nispi bir sıralama oluşturulmuştur. Çalışma sonuçları göstermiştir ki; ilgili kurumların öğretim yapısı ve kalitesiyle ile ilgili temel değerlendirmeler bilimsel verimleri esasında da geçerlidir. Bölgede bulunan ve bu çalışmada dikkate alınan 15 yükseköğretim kurumu, çok farklı bilimsel verime sahiptir.
- ItemÖğrenci-proje atama probleminde farklı grup kararlarının değerlendirilmesi(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2023) Tabansız, Gülveren; Sebatlı Sağlam, Aslı; Çavdur, FatihÖğrenci-Proje Atama (ÖPA), genel olarak, çeşitli kriterlerin dikkate alınmasıyla öğrenci-proje gruplarının oluşturmasını ve bu gruplara projelerin atanmasını içeren çok-kriterli bir problem olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada, problemin çözümü için üç aşamadan oluşan bir yaklaşım önerilmektedir. Yakın tarihli başka bir çalışmada geliştirilmiş olan bir 0-1 tamsayılı-hedef programlama formülasyonundan adapte edilmiş olan matematiksel programlama modeliyle, çalışmanın ilk aşamasında çeşitli kriterler dikkate alınarak öğrenci-proje gruplarının oluşturulması gerçekleştirilmektedir. Söz konusu kriterler ise (i) bir gruptaki öğrenci sayısı, (ii) genel akademik not ortalaması (GANO) değeri, (iii) yabancı dil, (iv) bilgisayar programlama, (v) genel ofis yazılımları ve (vi) veri tabanı yönetimi yetenekleridir. Sonraki aşamada, grup-proje eşleştirmeleri gerçekleştirilmeden önce, oluşturulan grupların proje tercihleri için grup üyelerinin farklı bakış açılarını yansıtan grup kararları belirlenmektedir. Son olarak, öğrenci-proje gruplarının proje tercihlerine yönelik olarak oluşturulan grup kararları kullanılarak bir 0-1 tamsayılı program ile grup-proje atamaları gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın literatüre olan katkısı, önerilen üç aşamalı yaklaşımla, grup kararlarının dikkate alınarak ÖPA probleminin çözülmesi şeklinde özetlenebilir. Böylelikle, farklı bakış açılarına sahip çok sayıdaki öğrencinin tercihleri, ÖPA sürecinde önemli bir kriter olan tercih kriteri için yansız ve tek bir grup kararı olarak ele alınabilmektedir. Önerilen yaklaşım, akademik bir kurumdaki gerçek bir ÖPA problemine uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, ilgili literatürde bulunan diğer atama yaklaşımlarının sonuçları ile çeşitli performans parametreleri açısından karşılaştırılmıştır ve kriterlerin performans skorlarında ortalama %9 oranında iyileşme olduğu gözlenmiştir.
- ItemRinoplastide ödem, ekimoz ve ağrının önlenmesinde soğuk uygulama(Yaz Yayınları, 2023-12) Tekin, Yasemin Eda; 292320; Karabulut, ŞahinÖdem, ekimoz ve ağrı rinoplastinin en sık görülen vebeklenen komplikasyonlarıdır. Ancak bu hastaların estetik kaygılarının yüksek olması ve çoğunluğunun genç olması sebebiyle, ameliyat sonrasında ödem, ekimoz ve ağrı oluşumu hastanın beden imajını ve estetik kaygıları olumsuz etkiler, iyileşme durumunu yavaşlatır, hastada stres yaratarak konfor üzerinde olumsuz etki yaratır. Tüm bu durumların esas nedeni genellikle ameliyat esnasındaki kanamadır (Hanci ve ark., 2020; Shin, Lim, Yun, ve Park, 2009; Yücel, 2005; Glass, Waterhouse ve Shakib, 2016; Rostami ve ark., 2020). Göz kapağı ödemi; burundaki yumuşak ve sert dokular ile paranazal bölgelerin travması ve manüplasyonu sebebiyle gelişir (Gutierrez ve Wuesthoff, 2012). Ameliyat sonrası ödem, vücudun doku travmasına verdiği enflamatuvar yanıt sonucu gelişir, özellikle ilk 24 saatte görmede azalmaya neden olurken, iyileşmenin yavaşlamasına yol açar. Hastanın sosyal ve iş ile ilişkili anksiyete yaşamasına ve memnuniyetsizliğinin artmasına neden olur (Taşkın ve ark., 2011; Gutierrez ve Wuesthoff, 2012; Gürlek, Fariz, Aydoğan, Ersöz-Öztürk ve Evans, 2009).
- ItemSağlık çalışanları etik kodlar ölçeği: bir ölçek geliştirme çalışması(İstanbul Gelişim Üniversitesi, 2024-07) Tamer, Gülay; Ünsal Jafarov, Gülşah; Boz, Dursun; Tetik, Gözde; Oktay, Semanur; 331826Amaç: Bu çalışmanın amacı, sağlık çalışanlarının karşılaştıkları etik sorunlara odaklanmalarına yardımcı olan beklentileri ve temel ilkeleri açıklamak için bir ölçme aracı geliştirmektir. Yöntem: Sağlık Çalışanları Etik Kodlar Ölçeği’nin (SÇEKÖ) geliştirilmesinde, ilgili alanyazın taranmış, çalışmalar irdelenerek ölçek maddeleri oluşturulmuş ve sonrasında uzman görüşleri alınmıştır. Uzman görüşleri doğrultusunda yapılan düzenlemeler ve 442 sağlık çalışanı ile yapılan 3 ayrı pilot çalışma sonrasında 29 madde ve 5 alt faktörden oluşan SÇEKÖ’nin geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 23 ve AMOS 18 paket programı ile analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlık çalışanları etik kodlar ölçeği ifadelerinin yük değerleri 0,972 ila 0,501 arasında değişmektedir. Ölçekte bulunan 5 faktörlü yapıyla toplam varyansın %76,724 olduğu belirlenmiştir. Ölçeğe ait Cronbach’s Alpha katsayısı 0,902 sonucu ile çok iyi olduğu belirlenmiştir. Ölçekteki faktörlerin isimleri; hasta hakları ve mahremiyet (10 ifadeli), mesleki özen (9 ifadeli), dayanışma (3 ifadeli), etik ikilem (3 ifadeli), adalet ve eşitlik (4 ifadeli) olarak çalışma ekibi tarafından isimlendirilmiştir. Sonuç: Geliştirilen SÇEKÖ’nin sağlık çalışanlarının etik sorunlara odaklanmalarına yardımcı olan beklenti ve temel ilkeleri ölçme noktasında güvenilir bir araç olarak kullanılabileceğine karar verilmiştir.
- ItemŞeker portakalı serisinin on kök değer kapsamında incelenmesi(Gazi Üniversitesi, 2023) Musuloğlu, Büşra Nur; Çelik, Beyza; Sezgin, Esin; Daltaban, Tuba; 230880Değerler, toplumsal yaşamın sürdürülmesinde önemli olan yargılardır. Toplumlar birlik ve beraberliklerini sürdürmek için bu değerleri gelecek kuşaklara aktarırlar. Bu değerler çocuklara aktarılırken kullanılan kaynaklardan biri de edebi eserlerdir. Bu çalışmanın amacı, Millî Eğitim Bakanlığının on kök değer ve bu değerlere ilişkin tutum ve davranışlar sınıflandırmasına göre Jose Mauro De Vasconcelos’un Şeker Portakalı serisini oluşturan Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve Delifişek romanlarını değerlendirmektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden temel nitel desen kullanılmış, verilerin analizinde ise betimsel analiz yönteminden yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda Şeker Portakalı serisinde, sevgi, dostluk ve sabır kök değerlerinin en fazla kullanılan kök değerler olduğu, en az yer alan kök değerlerin ise öz denetim, saygı, sorumluluk ve adalet olduğu görülmektedir. Çalışmanın sonucunda serinin kök değerlerin aktarımında etkili ve değerlere ilişkili tutum ve davranışları kazanımda fayda sağlayacak nitelikte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- ItemTRT çocuk şarkılarının MEB okul öncesi eğitim programı kazanımlarına uygunluğunun incelenmesi(Temel Eğitim Derneği, 2024) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Müzikler, çocukların gelişim alanlarının tamamını destekleyen, estetik algıyı geliştiren, özsaygıyı artıran ve yaratıcılığı ortaya çıkartan son derece önemli kaynaklardır. Okul öncesi dönemde müzik etkinlikleri içerisinde, şarkı söyleme, ses dinleme, sesleri ayırt etme, ritim, müzikli öykü ve dans gibi etkinlikler yer almaktadır. Bu çalışma, TRT çocuk şarkılarının MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı kazanımlarına uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, TRT Çocuk resmî web sayfasında yer alan 68 şarkı doküman analizi yöntemi ile incelenmiş ve içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda incelenen şarkılarda kazanımları destekleyen toplamda 1207 örneğe rastlanmıştır. Dil gelişimi alanında yer alan kazanımları destekleyen 593 örneğe rastlanırken bilişsel gelişim alanını destekleyen 253, sosyal ve duygusal gelişim alanını destekleyen 173, motor gelişim alanını destekleyen 149 ve öz bakım becerisi alanını destekleyen 39 örneğe rastlanmıştır Şarkılarda en çok desteklenen kazanımın, 68 şarkının tamamını desteklemesiyle motor gelişim kazanım 5, olduğu görülmüştür. Bu kazanımı 68 şarkının 67’sini desteklemesiyle dil gelişimi kazanım 1’in izlediği tespit edilmiştir. TRT çocuk şarkılarında, bilişsel gelişim kazanım 14, 20 ve 21, sosyal- duygusal gelişim alanında kazanım 11 ve 14’ü destekleyen örnek ifadelere rastlanamamıştır. İncelenen 68 şarkıda bu 5 kazanım haricinde, tüm kazanımları destekleyen ifade örneklerine rastlanmıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda, TRT çocuk şarkılarında, MEB 2013 Okul öncesi eğitim programını destekleyen çok sayıda ifadenin yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ailelere ve alanda çalışan eğitimcilere çocuklarla uygulayacakları etkinliklerde TRT Çocuk şarkılarına başvurması tavsiye edilebilir.
- ItemTürk itfaiyecilerde bir mesleki psikolojik hastalık olarak travma sonrası stres(Serpil Aytaç, 2024-06) Baltacı, Recep; İşeri, Ali; 135066Bu çalışmada, Türkiye'deki profesyonel itfaiyeciler arasında Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) yaygınlığı araştırılmıştır. Bu amaçla DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) IV kriterlerine dayanan PTDS (the Posttraumatic Diagnostic Scale)’nin Türkçe tercümesi ve demografik, mesleki ve psikososyal risklere yönelik bazı ek sorular kullanılmıştır. Antalya, Adana, Konya ve Ankara Büyükşehir Belediye İtfaiyelerinde çalışan 273 itfaiyeci gönüllü olarak çalışmaya katılmıştır. Bulgular, çalışmaya katılan itfaiyecilerde TSSB yaygınlığının %16,5 (%95 GA: %12,1-%20,9) olduğunu göstermiştir. Bu oran, diğer ülkelerdeki itfaiyecilere kıyasla düşük, ancak genel popülasyondan önemli ölçüde yüksektir. Çalışma, TSSB'nin itfaiyeciler için bir meslek hastalığı olabileceğini düşündürmektedir. Toplam şiddet skoru metriği üzerinden yapılan analizlerde, yaş, medeni durum, eğitim, gelir, sigara ve alkol kullanımı, deneyim gibi faktörlerin TSSB ile ilişkisi ortaya konamamıştır. Ancak, çalışılan il, psikolojik tedavi geçmişi, mesleğin istemli seçimi, mobbing uygulamalarına maruz kaldığını düşünmek ve müdahale edilen olay sayısı gibi psikososyal risk faktörleri TSSB ile anlamlı bir şekilde ilişkili bulunmuştur.
- ItemTürkiye'nin karadeniz ekonomik işbirliği örgütü (KEİB) ve Türki cumhuriyetlerle ilişkileri(Ekin, 2024-10) Şengül, Serkan; 355807; Bayraç, Hüseyin Naci; Doğan, Emrah
- ItemÜçüncü taraf yazılım bileşenlerinden kaynaklanan zayıflıkların tespiti ve yönetimine ilişkin bir uygulama(Kamu İç Denetçileri Derneği, 2023) Şahinaslan, Önder; Şahinaslan, Ender; Küçükali, Erdi; 122635Üçüncü taraf yazılım bileşenlerinin kullanımı her geçen gün artmaktadır. Bu yazılım bileşenleri, şirketlerin hızlı, esnek ve pratik çözümler geliştirmesine yardımcı olurken, birçok güvenlik açığını da bünyesinde barındırabilmektedir. Üçüncü taraf yazılımlara olan talebin artmasına rağmen bu yazılımların kapalı kaynak kod içermesi sebebiyle güvenlik kontrol ve testleri yeterince yapılamamaktadır. Yeterli güvenlik testleri ve kontrolleri yapılmadan bu yazılımların sistemlere entegre edilmesi büyük risk oluşturmaktadır. Bunun sonucunda kurumlar telafisi mümkün olmayan kayıplarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu risk ve kayıpların önüne geçebilmek için üçüncü taraf yazılımların güncel tutulması ve güvenlik açıklarının hızlı bir şekilde tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kurumların aşması gereken önemli bir sorundur. Bu çalışmada yazılım bileşenlerinden kaynaklanan zafiyetlerin tespiti, analizi, yönetimi, kontrolü, raporlanması ve kurumsal yazılımlarla entegrasyonu ele alınmıştır. Black Duck güvenlik açığı kontrol aracı üzerinde uygulamalı çalışmalar yapılmıştır. Sonuç olarak, uygulama güvenlik araçlarının kullanılması denetim ve kontrol faaliyetlerinin daha hızlı, daha şeffaf ve güvenilir sonuçlara ulaşmasına katkı sağlamaktadır ve uygulama açıklarından kaynaklanan güvenlik risklerinin etkin yönetimine, kontrolüne ve denetimine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda güvenlik ve uyumluluğa da katkıda bulunur, kaynakların etkin kullanımı ile işletmelere çeviklik, verimlilik, karlılık ve rekabet gibi alanlarda avantajlar sunmaktadır. Bu çalışma bilgi teknolojileri, iç kontrol, risk ve denetim profesyonelleri için bir rehber niteliği taşımakta ve literatüre katkı sağlamaktadır.