Endüstri Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collection
Bu bölüme ait yayınları içerir
Browse
Browsing Endüstri Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 23
Results Per Page
Sort Options
- ItemSpecial Topics in Dam Engineering(IntechOpen, 2022) Tosun, Hasan
- ItemIntroductory Chapter: Tunnel Engineering – Rock Load Estimation and Support Design Methods(Intechopen, 2022) Tosun, Hasan
- ItemÜlkemizdeki Marmara Bölgesi (İstanbul Şehri Hariç) Üniversitelerinin performans göstergeleri(TURANSAM Yayıncılık, 2022) Tosun, HasanGelişmiş ülkelerde; yükseköğretim kurumlarının yapısı, genelde sahip oldukları öğrenci profili ile tanımlanır. Bu amaçla; önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenci sayıları önem arz etmekte ve bu sayıların oransal büyüklüklerine göre üniversitelerin öğretim yapıları tanımlanmaktadır. Bu çalışmada, Marmara bölgesi içinde yer alan (İstanbul metropoliten bölgesi hariç) farklı statüdeki üniversitelerin, uluslararası literatürde anlam ifade eden parametreler kullanılarak, öğretim yapıları incelenmiş ve sınırlı veriyle de olsa öğretim kalitelerine değinilmiş ve bu alanlarda üniversiteler arasında bir sıralama yapılmıştır. Ayrıca ilgili üniversitelerin, ülkemizde Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) öncülüğünde uygulanan Girişimci-Yenilikçi Üniversite Endeksi (GYÜE) esasındaki performansları değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçları göstermiştir ki; öğretim yapısı yönünden uygun vasıflara sahip olmayan üniversiteler, GYUE esasında da yeterli değildir. Bu çalışmada dikkate alınan üniversiteler, GYÜE esasında büyük farklılıklar arz etmektedir.
- ItemRecent Evaluation on Total Risk of Cascade Dams on Murat River of Upper Euphrates Basin, Turkey(IntechOpen, 2022) Tosun, Hasan
- ItemTheory and Practice of Tunnel Engineering(Intechopen, 2022) Tosun, Hasan
- ItemMarmara Bölgesi (İstanbul şehir hariç) yükseköğretim kurumlarının bilimsel çalışma verimi(TURANSAM Yayıncılık, 2022) Tosun, HasanSon dönemlerde özellikle 2000'li yılların başından itibaren yükseköğretim kurumlarına mevcut sorumluluklarına ilave olarak yeni görevler yüklenmiştir. Gelişmiş ülkelerde bu kurumlar, bilginin üretildiği ve teknoloji transferinin gerçekleştiği merkezler olarak görülmeye başlanmıştır. Bu alanda başarılı olabilmek için ilgili kurumun genellikle bir akademik ekosistem içinde yer alması, araştırma-geliştirme faaliyetlerini üst düzeyde yapması ve bilimsel yayın verimin yüksek olması esastır. Yazar tarafından daha önce Marmara bölgesindeki (İstanbul şehri hariç) yükseköğretim kurumlarının öğretim yapısı ve öğretim kalitesiyle ilgili bir çalışma yapılmış ve oluşması muhtemel bir akademik ekosistem için öneriler getirilmiştir. Bu çalışmada ise aynı yükseköğretim kurumlarının bilimsel çalışmaları dikkate alınarak, temel bazı kriterler esasında yayın kaliteleri ile bilimsel alanda kurumsal performansları incelenmiştir. Çalışma için bütünüyle YÖKAK Sisteminden alınan 2021 yılına ait veriler kullanılmış ve o yıl için her bir üniversite için SCI, Q1, toplam yayın ve atıf sayıları dikkate alınmıştır. Ayrıca her kurum için uluslararası işbirliği ile sanayi işbirliği sonucunda oluşan ve ilk yüzde onluk dilimde yer alan dergilerde yayımlanmış çalışma sayıları da kullanılmıştır. Bu verilerin kendi aralarındaki ilişkilerden ve öğretim üyesi başına düşen yayın sayılarından bir değerlendirme yapılmış ve ilgili yükseköğretim kurumları arasında her kontrol kriteri esasında nispi bir sıralama oluşturulmuştur. Çalışma sonuçları göstermiştir ki; ilgili kurumların öğretim yapısı ve kalitesiyle ile ilgili temel değerlendirmeler bilimsel verimleri esasında da geçerlidir. Bölgede bulunan ve bu çalışmada dikkate alınan 15 yükseköğretim kurumu, çok farklı bilimsel verime sahiptir.
- ItemPrediction of parking space availability using ARIMA and Neural Networks(TMMOB Makina Mühendisleri Odası, 2023) Sebatlı Sağlam, Aslı; Cavdur, FatihIt may be critical for drivers to have information about the occupancy rates of the parking spaces around their destination in order to reduce the traffic density, a non-negligible part of which caused by the trips to find an available parking space. In this study, we predict parking occupancy rates (and thus, space availability) using three different techniques: (i) auto-regressive integrated moving average model, (ii) seasonal auto-regressive integrated moving average model and (iii) neural networks. In the implementation phase, we use the data set of the on-street parking spaces of the well-known “SFpark” project carried out in San Francisco. We take into account not only the past occupancy rates of parking spaces, but also exogenous variables that affect the corresponding occupancy rates as day type and time period of the day. We make predictions with different model structures of each of the considered methods for each parking space with different parking occupancy patterns in the data set and then compare the results to find the best model design for each parking space. We also, evaluate the results in terms of the superiority of the methods over each other and note that the performance of neural networks is better than those of the other approaches in terms of the mean squared errors.
- Item2022 yılı girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi verileri üzerine alan ve ölçüt bazlı bir değerlendirme(Turan-Sam Yayıncılık, 2023) Tosun, Hasan; 6128Ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının performansını değerlendirmek üzere 2012 yılından itibaren Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bazı birimlerden temin edilen veriler esasında 23 gösterge dikkate alınarak bir “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi (GYÜE)” tanımlanmıştır. Bu endekste; üniversitelerin bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliğine, işbirliği ve etkileşim aktivitesine, fikri mülkiyet etkinliğine, girişimcilik ve yenilikçilik kültürüne ve ekonomik katkı ile ticarileşme potansiyeli alanlarına bağlı olarak değerlendirme yapılmaktadır. Bu yıl 2022 yılı verileri kullanılarak yapılan değerlendirme sonuçları açıklanmıştır. Bu sonuçlara göre; daha önceki yıllarda dereceye giren üniversitelerin yine listede olduğu ve sıralama da küçük değişiklikler bulunduğu görülmektedir. Ancak bazı Vakıf üniversiteleri (İstanbul Medipol, Bahçeşehir, Yeditepe, Yaşar, Atılım ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar gibi) önemli atılımlar yaparak ilk 50 üniversite içinde yer almışlardır. Bu makalede, ilgili endeksin parametreleri tanımlanarak, alan ve ölçüt esasında ilk elli sıra içinde yer alan üniversitelerin değerlendirmesi yapılmakta ve bazı üniversiteler için öneriler getirilmektedir.
- ItemÖğrenci-proje atama probleminde farklı grup kararlarının değerlendirilmesi(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2023) Tabansız, Gülveren; Sebatlı Sağlam, Aslı; Çavdur, FatihÖğrenci-Proje Atama (ÖPA), genel olarak, çeşitli kriterlerin dikkate alınmasıyla öğrenci-proje gruplarının oluşturmasını ve bu gruplara projelerin atanmasını içeren çok-kriterli bir problem olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada, problemin çözümü için üç aşamadan oluşan bir yaklaşım önerilmektedir. Yakın tarihli başka bir çalışmada geliştirilmiş olan bir 0-1 tamsayılı-hedef programlama formülasyonundan adapte edilmiş olan matematiksel programlama modeliyle, çalışmanın ilk aşamasında çeşitli kriterler dikkate alınarak öğrenci-proje gruplarının oluşturulması gerçekleştirilmektedir. Söz konusu kriterler ise (i) bir gruptaki öğrenci sayısı, (ii) genel akademik not ortalaması (GANO) değeri, (iii) yabancı dil, (iv) bilgisayar programlama, (v) genel ofis yazılımları ve (vi) veri tabanı yönetimi yetenekleridir. Sonraki aşamada, grup-proje eşleştirmeleri gerçekleştirilmeden önce, oluşturulan grupların proje tercihleri için grup üyelerinin farklı bakış açılarını yansıtan grup kararları belirlenmektedir. Son olarak, öğrenci-proje gruplarının proje tercihlerine yönelik olarak oluşturulan grup kararları kullanılarak bir 0-1 tamsayılı program ile grup-proje atamaları gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın literatüre olan katkısı, önerilen üç aşamalı yaklaşımla, grup kararlarının dikkate alınarak ÖPA probleminin çözülmesi şeklinde özetlenebilir. Böylelikle, farklı bakış açılarına sahip çok sayıdaki öğrencinin tercihleri, ÖPA sürecinde önemli bir kriter olan tercih kriteri için yansız ve tek bir grup kararı olarak ele alınabilmektedir. Önerilen yaklaşım, akademik bir kurumdaki gerçek bir ÖPA problemine uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, ilgili literatürde bulunan diğer atama yaklaşımlarının sonuçları ile çeşitli performans parametreleri açısından karşılaştırılmıştır ve kriterlerin performans skorlarında ortalama %9 oranında iyileşme olduğu gözlenmiştir.
- ItemEntropy tümleşik TOPSIS tekniği ile optimum kayısı kurutma yönteminin belirlenmesi(Çukurova Üniversitesi, 2024-09) Cengiz, Nurten; Abdulvahitoğlu, Adnan; 382420Gıda ve gıda güvenliği toplumlar için insanlık tarihi boyunca stratejik bir konu olarak süregelmiştir. Nüfus artışı ve mevsimsel gıda kaynaklarının yetersiz kalması, gıdaların uzun süreli muhafazası için depolanma ihtiyacını doğurmuştur. Bu maksatla geçmişten bu yana, az enerji tüketimi, kolay taşıma, uzun raf ömrü, az katkı maddesi ve yoğun besin değerlerinden dolayı gıdalar kurutularak saklanmaktadır. Günümüzde kullanılan farklı kurutma yöntemleri ile gıdaların vitamin, mineral gibi yararlı bileşenleri daha yüksek oranlarda korunabilmektedir. Diğer paketlenmiş gıdalara göre fiziksel, kimyasal, mikrobiyal özellikleri ile besin değerleri açısından daha kaliteli olan kurutulmuş gıdalar, günümüzde yüksek teknoloji kullanımı ile kıymetli ticari ürünler haline gelmişlerdir. Bu çalışmada, kayısı kurutmada kullanılan yöntemler aroma, besin değerleri, işlem hızı, renk, tekstürel özellikler, raf ömrü ve lezzet parametreleri çerçevesinde literatürde sıklıkla kullanılan Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Entropy ve TOPSIS tekniklerinin tümleşik kullanımı ile karşılaştırılmış ve dondurarak kurutma en uygun kayısı kurutma yöntemi olarak belirlenmiştir.
- ItemÖğrenci-danışman atama problemindeki farklı problem kurgularının öğrenci ve danışman memnuniyet düzeylerine etkisinin incelenmesi(Gazi Üniversitesi, 2024-09) Tabansız Göç, Gülveren; Sebatlı Sağlam, Aslı; Çavdur, Fatih; 409903; 372024Hem lisansüstü çalışmaların etkili bir şekilde yürütülebilmesi hem de lisansüstü programların genel başarısı için uygun öğrenci-danışman atamalarının yapılması kritik öneme sahiptir. Bu çalışmada, Öğrenci-Danışman Atama (ÖDA) problemi için öğrenci ve danışman tercihlerine ek olarak; (i) danışman kapasitelerinin dikkate alınmadığı (ii) danışman kapasiteleri olarak bireysel danışman taleplerinin ve (iii) danışman kapasiteleri olarak ortalama iş yükünün dikkate alındığı durum olmak üzere üç farklı problem kurgusu ele alınmıştır. Her bir problem kurgusunun çözümü için matematiksel programlama modelleri ve bir sezgisel algoritma önerilmiştir. Önerilen yaklaşımın geçerliliğin test edilmesi amacıyla küçük ve büyük ölçekte olmak üzere iki farklı veri kümesi üretilmiştir. Bu veri kümeleri kullanılarak önerilen matematiksel programlar ve sezgisel algoritma, öğrencilerin ve danışmanların tercihlerinin farklı ağırlıklandırma stratejileri için çözülmüştür. Farklı problem kurguları ve atama stratejileri için elde edilen öğrenci-danışman atamaları, öğrencilerin ve danışmanların memnuniyet düzeyleri cinsinden tanımlanan performans ölçütlerine göre analiz edilmiştir. Buna ek olarak, matematiksel programlama modeli ve sezgisel algoritmanın sonuçları kıyaslanmıştır. Bu çalışmanın öne çıkan unsuru, ÖDA problemi için farklı problem kurguları ve atama stratejilerinin ele alınması ve bu durumlar için elde edilen sonuçların, karar vericilerin farklı bakış açılarını yansıtacak şekilde kapsamlı olarak analiz edilmesidir.
- ItemA Comprehensive Review of Convolutional Neural Networks based Disease Detection Strategies in Potato Agriculture(Springer, 2024-09) Gülmez, Burak; 222298This review paper investigates the utilization of Convolutional Neural Networks (CNNs) for disease detection in potato agriculture, highlighting their pivotal role in efficiently analyzing large-scale agricultural datasets. The datasets used, preprocessing methodologies applied, specific data collection zones, and the efficacy of prominent algorithms like ResNet, VGG, and MobileNet variants for disease classification are scrutinized. Additionally, various hyperparameter optimization techniques such as grid search, random search, genetic algorithms, and Bayesian optimization are examined, and their impact on model performance is assessed. Challenges including dataset scarcity, variability in disease symptoms, and the generalization of models across diverse environmental conditions are addressed in the discussion section. Opportunities for advancing CNN-based disease detection, including the integration of multi-spectral imaging and remote sensing data, and the implementation of federated learning for collaborative model training, are explored. Future directions propose research into robust transfer learning techniques and the deployment of CNNs in real-time monitoring systems for proactive disease management in potato agriculture. Current knowledge is consolidated, research gaps are identified, and avenues for future research in CNN-based disease detection strategies to sustain potato farming effectively are proposed by this review. This study paves the way for future advancements in AI-driven disease detection, potentially revolutionizing agricultural practices and enhancing food security. Also, it aims to guide future research and development efforts in CNN-based disease detection for potato agriculture, potentially leading to improved crop management practices, increased yields, and enhanced food security.
- ItemA comprehensive analysis of apricot drying methods via multi-criteria decision making techniques(Wiley, 2024-10) Abdulvahitoğlu, Aslı; Abdulvahitoğlu, Adnan; Cengiz, Nurten; 382420Food and food safety have been among the most important issues for people throughout history. Societies have always tried to be self-sufficient in food and have avoided becoming dependent on foreign sources. However, the fact that most foods are seasonal and the increasing population's food consumption have revealed the need to preserve foodstuffs for a long time. The old and well-known method used today for extending shelf life is the drying process. The drying process is preferred over other preservation methods for reasons such as being more economical, easier to transport, having a longer shelf life, more concentrated nutritional value, and containing fewer additives. This ensures that dried foods are of higher quality in terms of physical, chemical, microbial properties, and nutritional values compared to other packaged foods. While the drying process was traditionally done over a long period, technological advancements have led to the production of higher quality and more valuable commercial products in a shorter time. In this study, traditional and technological methods used in drying apricots were compared according to the parameters determined by experts in the field. Since multiple parameters are effective in the comparison, Multi-Criteria Decision Making (MCDM) techniques were used. The optimum apricot drying method was determined by combining the results obtained from different MCDM techniques with the Borda rule.
- ItemSelecting facility location of gendarmerie search and rescue (GSR) units; an analysis of efficiency in disaster response(Elsevier, 2024-10) Abdulvahitoğlu, Adnan; Vural, Danişment; Macit, İrfan; 382420Disasters, referred to as events that result in physical, economic, and social losses for individuals and disrupt the daily activities of human communities, necessitate ongoing preparedness due to their unpredictable nature. Swift response during and after a disaster is crucial for preserving human life. Hence, it is imperative to initiate planning immediately following a disaster to ensure readiness for various tasks. Given these factors, search and rescue units must carefully select a base location that enables them to promptly reach affected areas. Disasters exhibit unique characteristics across different regions of Türkiye. While some regions are prone to earthquakes, others face the risks of landslides, avalanches, or floods. Consequently, the required measures for disaster management vary from region to region. Nevertheless, when the term “disaster” is mentioned in Türkiye, earthquakes often come to mind due to their frequent occurrence and significant impact. The Gendarmerie Search and Rescue (GSR) units have been actively responding to these earthquakes, renowned for their exemplary institutional discipline and working methods. This study aims to examine the operations and deployment locations of GSR units, which play a crucial role in mitigating the impact of frequent earthquakes in Türkiye, utilizing a SWOT analysis. Additionally, a Multi-Criteria Decision Making-based mathematical model will be employed to optimize task activities and to select the most suitable facility locations for GSR units. The use of mathematical modeling in this context ensures that GSR units are strategically positioned to maximize their operational effectiveness and minimize response times. The results will be evaluated through sensitivity analysis.
- ItemToplu taşıma sistemleri için entropy tümleşik moosra yöntemi ile elektrikli otobüs seçimi(İKSAD, 2024-11) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420Günümüzde hızla artan dünya nüfusunun beraberinde getirdiği kırsaldan kente göç ve hızlı kentleşme, kentsel alanlarda ulaşım başta olmak üzere birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Toplu ulaşım şehirlerde yaşanan trafik sorununun çözümü için en etkili seçeneklerden biridir. Özel araç kullanımdaki artış, trafikte sıkışıklığına ve insanların zamanlarının önemli bir kısmını yollarda geçirmelerine neden olmaktadır. Toplu taşıma sistemleri, şehirlerde mobilite, istihdam, eğitim, ikamet vb imkanlara ulaşımı kolaylaştırarak, bireysel otomobil kullanımı ve neden olduğu kirlilik ile sıkışıklığı azaltma açısından etkili çözümler sunmaktadır. Ayrıca hava kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği, maliyet ve fosil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi çevre dostu, sürdürülebilir, etkili ve verimli toplu taşıma sistemlerinin kullanılması ihtiyacını zaruretin ötesine taşımaktadır. Bu bağlamda ulaşım sektöründe elektrik tahrikli veya hibrit araçların kullanımına yönelik çalışmalar da artmaktadır. Özellikle kent içi toplu taşıma sistemlerinin elektrikli veya hibrit araçlardan oluşması yerel yönetimler açısından daha da fazla önem kazanmaktadır. Son zamanlarda Türkiye’de geniş bir yerli üretim imkanı bulan elektrikli otobüsler egzoz emisyonlarını azaltmada ve kentlerin hava kalitelerini iyileştirmede ön plan çıkmaktadır. Birbirinden farklı ve gelişmiş özellikleri ile düşük işletme ve bakım maliyetleri elektrikli otobüslerin tercihinde etkili olmaktadır. Sektördeki hızlı rekabetin neden olduğu ürün çeşitliliği Türkiye’de lastik tekerlekli ulaştırma sistemlerinde elektrikli otobüs kullanmak isteyen idarelerden özellikle yerel yönetimlerin ürün seçiminde tereddüt etmelerine neden olmaktadır. Bu bağlamda yöneticilere karar desteği sağlaması açısından Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Entropy ve MOOSRA yöntemlerinin tümleşik olarak kullanıldığı bu çalışma, idareler için bir referans niteliği taşımaktadır.
- ItemFarklı biyodizel yakıtlarının standart sapma tümleşik moosra yöntemi ile karşılaştırılması(İKSAD, 2024-11) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420; Girgen, Mete; Karapetkovska-Hristova, Vesnaİnsanlığın en temel ve vazgeçilmez ihtiyaçlarından birisi de enerjidir. Günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan fosil enerji kaynakları hızla tükenmekte ve araştırmacılar yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmektedirler. Bu araştırmalar; fosil enerji kaynaklarının hesaplanan sürelerden çok daha önce tükenebilme olasılığı ile fosil yakıtların başta hava kirliliği olmak üzere küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli sebeplerinden olması nedeniyle hızlanarak devam etmektedir. Uzmanlar yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerine yoğunlaşırken, çevre kirliliğine sebep olan atıkların geri kazanılması da ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda önceleri alternatif bir yakıt olarak yağlı bitki tohumlardan biyodizel üretimi çalışılırken, atık ve atık yağların geri dönüştürülmesi sıfır atık projelerinin ana temalarından biri haline gelmiştir. Diğer yandan dünya petrol rezervlerinin azalması, petrol fiyatlarındaki artış, artan küresel savaş riskleri nedeniyle yakıt teminindeki sıkıntılar, daha sürdürülebilir bir çevre için egzoz emisyonlarındaki sınırlamalar vb hususlar yenilenebilir alternatif yakıtların öneminin daha da artmasına neden olmaktadır. Yenilenebilir alternatif yakıtlar Türkiye için büyük bir petrol ithalatçısı olarak stratejik ve ekonomik bir öneme sahiptir. Büyük bir tarım potansiyeline sahip olan Türkiye için biyokütle enerjisi öncelikli bir seçenektir. Bu, kırsal kesimin ekonomik yapısının güçlenmesi ve iş imkanlarının yanı sıra yan sanayinin gelişimine de katkı sağlayacaktır. Ancak biyokütle enerjisinin maliyetinin fazla olması ve gıda sektörünün hammaddesinden elde ediliyor olması çalışmaların hayata geçirilmesini yavaşlatmaktadır. Bu çalışmada yağlı tohumlardan elde edilen biyodizel yakıt özellikleri ele alınarak hangi biyodizelin optimal sonuçları verdiğinin tespiti amaçlanmıştır. Bu maksatla farklı biyodizellerin yakıt özellikleri Çok Kriterli Karar Verme tekniklerinden Standart Sapma ve MOOSRA yöntemleri ile karşılaştırılmıştır.
- ItemEnhancing municipal solid waste management efficiency through clustering: a case study(Taylor and Francis, 2024-11) Çil, Sedat; Karaer, Feza; Salihoğlu, N. Kamil; Tabansız Göç, Gülveren; Çavdur, Fatih; 409903This study leverages real-time datasets generated through IoT technology and smart city applications to enhance solid waste management in Yalova Province, Turkey. By integrating these datasets with the municipality’s Geographic Information System (GIS) using the ITRF/96 3 UTM X Y Coordinate System, a dynamic waste collection framework was established. The K-Means clustering algorithm was employed to determine the optimal waste container placement, considering capacities of 550, 800, 1,000, and 3,000 liters and walking distances of 50–100 ms. Results indicated that 1,000 and 3,000-liter containers with a 100-m walking distance maximized collection efficiency. Replacing 484 traditional containers with 105 units of 3,000 liters reduced total routes by 34%, transport costs by 42.2%, and CO2 emissions by 33.5%. The study underscores the importance of integrating GIS and IoT technologies for real-time waste management, aligning with the UN’s Sustainable Development Goals (SDG 11 and SDG 13). By combining data-driven decision-making with urban sustainability practices, it offers a replicable model for municipalities seeking to reduce costs and environmental impacts in waste collection.
- ItemA novel hybrid MCDM framework combining TOPSIS, PROMETHEE II, and VIKOR for peach drying method selection(Elsevier, 2024-11) Gülmez, Burak; 222298The selection of optimal drying technologies for peach processing presents a complex decision-making challenge due to multiple conflicting criteria. This study introduces a novel hybrid multi-criteria decision-making (MCDM) framework combining TOPSIS, VIKOR, and PROMETHEE II methods to evaluate eight drying technologies. The evaluation was conducted across twelve criteria, encompassing product quality, operational efficiency, economic factors, and environmental impact. Data were collected from five industry experts through structured matrices. The results demonstrate that vacuum drying emerged as the optimal technology, maintaining the top position in 75 % of sensitivity scenarios. Freeze drying and heat pump drying consistently ranked among the top three alternatives across all methods. The correlation analysis revealed strong agreement between VIKOR and PROMETHEE II rankings (0.857), while TOPSIS provided complementary insights. Sensitivity analysis identified energy consumption, investment cost, and nutritional retention as the most critical factors influencing technology selection. The findings indicate that advanced drying technologies significantly outperform traditional methods in terms of overall performance. This research provides a comprehensive framework for evidence-based decision-making in food processing technology selection and establishes quantitative benchmarks for future technology evaluations in the fruit drying industry.
- ItemStandart sapma tümleşik marcos yöntemi ile hibrit suv otomobil seçimi(İKSAD, 2024-12) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420Otomotiv Sektörü, diğer sanayi kolları ve endüstrilerle yakın bir ilişki içinde çalıştığı için dünya ekonomisini derinden etkilemektedir. Otomotiv endüstrisi, pek çok sektörden girdi alarak ve verdiği çıktılarla pazarlama, lojistik, enerji gibi alanlarda geniş bir iş yelpazesi oluşturarak küresel gelişim ve ekonomik büyümenin lokomotifi haline gelmektedir. Bu nedenle, diğer sektörlerdeki teknolojik gelişmeler otomotiv sektörünü doğrudan ve olumlu yönde etkilemektedir. Otomotiv firmaları yoğun bir küresel rekabet içerisinde her geçen gün daha sürdürülebilir, daha teknolojik, daha konforlu ve daha ekonomik ürünlerle piyasada yer almaktadır. Özellikle küresel ısınmanın azaltılması ve iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar, otomotiv sektöründe büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini başlatmıştır. Otomotiv endüstrisindeki bu hızlı gelişimle birlikte, tamamen elektrikli (EA), fişe takılabilir hibrit elektrikli (FHEA) ve hibrit elektrikli (HEA) araçlar, karbon emisyonlarını azaltma ve daha sürdürülebilir bir dünya oluşturma amacıyla tüketicilerin beğenisine sunulmaktadır. Bu araçların avantaj ve dezavantajları birlikte değerlendirildiğinde, birçok tüketicinin tam elektrikli araçlara (EA) hâlâ tereddütle yaklaştığı, değişik endişelerden dolayı İçten Yanmalı Motorlu (İYM) araçlardan vazgeçemediği görülmektedir. Bu tüketiciler daha çok HEA kullanmak istemekte, ancak hangi marka ve model aracın daha iyi bir tercih olacağı konusunda karar verme aşamasında zorlanmaktadırlar. Bu çalışmada HEA satın almak isteyen tüketiciler karar desteği vermek maksadıyla, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Standart Sapma ve MARCOS yöntemlerinin bir arada kullanıldığı bir model önerilmektedir.
- ItemTrafik kazalarını önleme stratejileri: yol hipnozuna neden olan faktörlerin çok kriterli karar verme yaklaşımı ile analizi(İKSAD, 2024-12) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de son yıllarda hızla artan araç sahipliği, karayolu taşıt hareketliliğinin önemli ölçüde artmasına neden olmaktadır. Bu artış, trafik sıkışıklığı ve trafik kazaları gibi ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Trafik kazalarının yarattığı maddi ve manevi zararların büyüklüğü, bu sorunun hükümetler tarafından öncelikli olarak ele alınmasını zaruretin ötesine taşımaktadır. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler (BM) eylem planına paralel olarak Türkiye’de de 2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Strateji ve Eylem Planı uygulanmaya başlanmış ve trafik kazalarına bağlı ölümlerin %50 oranında azaltılması hedeflenmiştir. Trafik kazalarının nedenleri incelendiğinde, bunlardan birinin de yol hipnozu olduğu ortaya çıkmaktadır. Yol hipnozu, sürücülerin araç kullanırken trans benzeri bir duruma girdiği bir psikolojik durumdur. Genellikle otoyollar gibi uzun, monoton, düz ve nispeten olaysız yollarda meydana gelen bu durum, sürüş güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Araştırmalar, yol hipnozunun insan zihninin rutin işleri otomatik pilot modunda gerçekleştirme kapasitesi ile yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu süreçte bilinçli farkındalığın azalması ve bilinçaltının devreye girmesi, sürekli dikkat ve hızlı karar almanın hayati önem taşıdığı sürüş koşullarında potansiyel riskleri artırmaktadır. Son yıllarda yol hipnozu, özellikle psikoloji, sinirbilim ve trafik güvenliği alanlarında araştırmacıların ilgisini çeken bir konu haline gelmiştir. Bu durumun nedenlerinin, etkilerinin ve önleyici tedbirlerinin anlaşılması, yol güvenliğini artırmak ve sürücü dikkatinin azalmasından kaynaklanan kazaları önlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, yol hipnozunun altında yatan mekanizmalar, sürüş davranışı üzerindeki etkileri ve bu durumun oluşumunu azaltmaya yönelik stratejiler incelenmiştir. Sürücüler ve politika yapıcılar için değerli bilgiler sunmayı amaçlayan bu çalışmada, yol hipnozunun nedenleri, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden Adım Adım Ağırlıklandırma (SWARA) ile analiz edilerek, karar vericilere uygulanabilir bir model önerisi geliştirilmiştir.