Endüstri Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu

Bu bölüme ait yayınları içerir

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 5 of 17
  • Item
    Comparative analysis of different drying methods on strawberry aroma compounds via multi-criteria decision-making techniques
    (MDPI, 2025-01) Cengiz, Nurten; Abdulvahitoğlu, Aslı; Abdulvahitoğlu, Adnan; 382420
    Food and food safety, as one of the basic issues of human life, has made it necessary to store foods for a long time with the increasing population. One of the oldest and most common methods of extending the shelf life of food products is the drying process. The drying process contributes to the higher quality of foods in terms of physical, chemical, and microbial properties by ensuring that beneficial contents such as vitamins, minerals, and aroma compounds are better preserved. The aroma values of foods, which consist of taste and smell components, gain importance. In foods, the taste is determined by permanent components, while smell is determined by volatile components. The loss of volatile aroma compounds in the strawberry drying process negatively affects product quality. Small changes in aroma compounds can lead to significant differences in product taste. Therefore, strawberry aroma is a critical factor for consumer appeal and commercial success. In this study, the effects of drying methods on the aroma compounds of strawberry fruit were compared with Multi Criteria Decision Making (MCDM) techniques. In this study, PSI-based MCDM techniques were used to make the most appropriate choice among strawberry drying methods. The values of 23 distinct aroma compounds obtained with different drying methods applied to strawberry fruit were analyzed with 7 different MCDM techniques. The calculations gave similar results and these results were combined with the Borda rule. Accordingly, the drying methods with the highest scores were determined as freeze drying.
  • Item
    Toplu taşıma sistemleri için entropy tümleşik moosra yöntemi ile elektrikli otobüs seçimi
    (İKSAD, 2024-11) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420
    Günümüzde hızla artan dünya nüfusunun beraberinde getirdiği kırsaldan kente göç ve hızlı kentleşme, kentsel alanlarda ulaşım başta olmak üzere birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Toplu ulaşım şehirlerde yaşanan trafik sorununun çözümü için en etkili seçeneklerden biridir. Özel araç kullanımdaki artış, trafikte sıkışıklığına ve insanların zamanlarının önemli bir kısmını yollarda geçirmelerine neden olmaktadır. Toplu taşıma sistemleri, şehirlerde mobilite, istihdam, eğitim, ikamet vb imkanlara ulaşımı kolaylaştırarak, bireysel otomobil kullanımı ve neden olduğu kirlilik ile sıkışıklığı azaltma açısından etkili çözümler sunmaktadır. Ayrıca hava kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği, maliyet ve fosil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi çevre dostu, sürdürülebilir, etkili ve verimli toplu taşıma sistemlerinin kullanılması ihtiyacını zaruretin ötesine taşımaktadır. Bu bağlamda ulaşım sektöründe elektrik tahrikli veya hibrit araçların kullanımına yönelik çalışmalar da artmaktadır. Özellikle kent içi toplu taşıma sistemlerinin elektrikli veya hibrit araçlardan oluşması yerel yönetimler açısından daha da fazla önem kazanmaktadır. Son zamanlarda Türkiye’de geniş bir yerli üretim imkanı bulan elektrikli otobüsler egzoz emisyonlarını azaltmada ve kentlerin hava kalitelerini iyileştirmede ön plan çıkmaktadır. Birbirinden farklı ve gelişmiş özellikleri ile düşük işletme ve bakım maliyetleri elektrikli otobüslerin tercihinde etkili olmaktadır. Sektördeki hızlı rekabetin neden olduğu ürün çeşitliliği Türkiye’de lastik tekerlekli ulaştırma sistemlerinde elektrikli otobüs kullanmak isteyen idarelerden özellikle yerel yönetimlerin ürün seçiminde tereddüt etmelerine neden olmaktadır. Bu bağlamda yöneticilere karar desteği sağlaması açısından Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Entropy ve MOOSRA yöntemlerinin tümleşik olarak kullanıldığı bu çalışma, idareler için bir referans niteliği taşımaktadır.
  • Item
    Selecting facility location of gendarmerie search and rescue (GSR) units; an analysis of efficiency in disaster response
    (Elsevier, 2024-10) Abdulvahitoğlu, Adnan; Vural, Danişment; Macit, İrfan; 382420
    Disasters, referred to as events that result in physical, economic, and social losses for individuals and disrupt the daily activities of human communities, necessitate ongoing preparedness due to their unpredictable nature. Swift response during and after a disaster is crucial for preserving human life. Hence, it is imperative to initiate planning immediately following a disaster to ensure readiness for various tasks. Given these factors, search and rescue units must carefully select a base location that enables them to promptly reach affected areas. Disasters exhibit unique characteristics across different regions of Türkiye. While some regions are prone to earthquakes, others face the risks of landslides, avalanches, or floods. Consequently, the required measures for disaster management vary from region to region. Nevertheless, when the term “disaster” is mentioned in Türkiye, earthquakes often come to mind due to their frequent occurrence and significant impact. The Gendarmerie Search and Rescue (GSR) units have been actively responding to these earthquakes, renowned for their exemplary institutional discipline and working methods. This study aims to examine the operations and deployment locations of GSR units, which play a crucial role in mitigating the impact of frequent earthquakes in Türkiye, utilizing a SWOT analysis. Additionally, a Multi-Criteria Decision Making-based mathematical model will be employed to optimize task activities and to select the most suitable facility locations for GSR units. The use of mathematical modeling in this context ensures that GSR units are strategically positioned to maximize their operational effectiveness and minimize response times. The results will be evaluated through sensitivity analysis.
  • Item
    Trafik kazalarını önleme stratejileri: yol hipnozuna neden olan faktörlerin çok kriterli karar verme yaklaşımı ile analizi
    (İKSAD, 2024-12) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420
    Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de son yıllarda hızla artan araç sahipliği, karayolu taşıt hareketliliğinin önemli ölçüde artmasına neden olmaktadır. Bu artış, trafik sıkışıklığı ve trafik kazaları gibi ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Trafik kazalarının yarattığı maddi ve manevi zararların büyüklüğü, bu sorunun hükümetler tarafından öncelikli olarak ele alınmasını zaruretin ötesine taşımaktadır. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler (BM) eylem planına paralel olarak Türkiye’de de 2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Strateji ve Eylem Planı uygulanmaya başlanmış ve trafik kazalarına bağlı ölümlerin %50 oranında azaltılması hedeflenmiştir. Trafik kazalarının nedenleri incelendiğinde, bunlardan birinin de yol hipnozu olduğu ortaya çıkmaktadır. Yol hipnozu, sürücülerin araç kullanırken trans benzeri bir duruma girdiği bir psikolojik durumdur. Genellikle otoyollar gibi uzun, monoton, düz ve nispeten olaysız yollarda meydana gelen bu durum, sürüş güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Araştırmalar, yol hipnozunun insan zihninin rutin işleri otomatik pilot modunda gerçekleştirme kapasitesi ile yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu süreçte bilinçli farkındalığın azalması ve bilinçaltının devreye girmesi, sürekli dikkat ve hızlı karar almanın hayati önem taşıdığı sürüş koşullarında potansiyel riskleri artırmaktadır. Son yıllarda yol hipnozu, özellikle psikoloji, sinirbilim ve trafik güvenliği alanlarında araştırmacıların ilgisini çeken bir konu haline gelmiştir. Bu durumun nedenlerinin, etkilerinin ve önleyici tedbirlerinin anlaşılması, yol güvenliğini artırmak ve sürücü dikkatinin azalmasından kaynaklanan kazaları önlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, yol hipnozunun altında yatan mekanizmalar, sürüş davranışı üzerindeki etkileri ve bu durumun oluşumunu azaltmaya yönelik stratejiler incelenmiştir. Sürücüler ve politika yapıcılar için değerli bilgiler sunmayı amaçlayan bu çalışmada, yol hipnozunun nedenleri, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden Adım Adım Ağırlıklandırma (SWARA) ile analiz edilerek, karar vericilere uygulanabilir bir model önerisi geliştirilmiştir.
  • Item
    Standart sapma tümleşik marcos yöntemi ile hibrit suv otomobil seçimi
    (İKSAD, 2024-12) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420
    Otomotiv Sektörü, diğer sanayi kolları ve endüstrilerle yakın bir ilişki içinde çalıştığı için dünya ekonomisini derinden etkilemektedir. Otomotiv endüstrisi, pek çok sektörden girdi alarak ve verdiği çıktılarla pazarlama, lojistik, enerji gibi alanlarda geniş bir iş yelpazesi oluşturarak küresel gelişim ve ekonomik büyümenin lokomotifi haline gelmektedir. Bu nedenle, diğer sektörlerdeki teknolojik gelişmeler otomotiv sektörünü doğrudan ve olumlu yönde etkilemektedir. Otomotiv firmaları yoğun bir küresel rekabet içerisinde her geçen gün daha sürdürülebilir, daha teknolojik, daha konforlu ve daha ekonomik ürünlerle piyasada yer almaktadır. Özellikle küresel ısınmanın azaltılması ve iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar, otomotiv sektöründe büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini başlatmıştır. Otomotiv endüstrisindeki bu hızlı gelişimle birlikte, tamamen elektrikli (EA), fişe takılabilir hibrit elektrikli (FHEA) ve hibrit elektrikli (HEA) araçlar, karbon emisyonlarını azaltma ve daha sürdürülebilir bir dünya oluşturma amacıyla tüketicilerin beğenisine sunulmaktadır. Bu araçların avantaj ve dezavantajları birlikte değerlendirildiğinde, birçok tüketicinin tam elektrikli araçlara (EA) hâlâ tereddütle yaklaştığı, değişik endişelerden dolayı İçten Yanmalı Motorlu (İYM) araçlardan vazgeçemediği görülmektedir. Bu tüketiciler daha çok HEA kullanmak istemekte, ancak hangi marka ve model aracın daha iyi bir tercih olacağı konusunda karar verme aşamasında zorlanmaktadırlar. Bu çalışmada HEA satın almak isteyen tüketiciler karar desteği vermek maksadıyla, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Standart Sapma ve MARCOS yöntemlerinin bir arada kullanıldığı bir model önerilmektedir.