Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi by Language "tr"
Now showing 1 - 16 of 16
Results Per Page
Sort Options
- Item2022 yılı girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi verileri üzerine alan ve ölçüt bazlı bir değerlendirme(Turan-Sam Yayıncılık, 2023) Tosun, Hasan; 6128Ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının performansını değerlendirmek üzere 2012 yılından itibaren Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bazı birimlerden temin edilen veriler esasında 23 gösterge dikkate alınarak bir “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi (GYÜE)” tanımlanmıştır. Bu endekste; üniversitelerin bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliğine, işbirliği ve etkileşim aktivitesine, fikri mülkiyet etkinliğine, girişimcilik ve yenilikçilik kültürüne ve ekonomik katkı ile ticarileşme potansiyeli alanlarına bağlı olarak değerlendirme yapılmaktadır. Bu yıl 2022 yılı verileri kullanılarak yapılan değerlendirme sonuçları açıklanmıştır. Bu sonuçlara göre; daha önceki yıllarda dereceye giren üniversitelerin yine listede olduğu ve sıralama da küçük değişiklikler bulunduğu görülmektedir. Ancak bazı Vakıf üniversiteleri (İstanbul Medipol, Bahçeşehir, Yeditepe, Yaşar, Atılım ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar gibi) önemli atılımlar yaparak ilk 50 üniversite içinde yer almışlardır. Bu makalede, ilgili endeksin parametreleri tanımlanarak, alan ve ölçüt esasında ilk elli sıra içinde yer alan üniversitelerin değerlendirmesi yapılmakta ve bazı üniversiteler için öneriler getirilmektedir.
- ItemEntropy tümleşik TOPSIS tekniği ile optimum kayısı kurutma yönteminin belirlenmesi(Çukurova Üniversitesi, 2024-09) Cengiz, Nurten; Abdulvahitoğlu, Adnan; 382420Gıda ve gıda güvenliği toplumlar için insanlık tarihi boyunca stratejik bir konu olarak süregelmiştir. Nüfus artışı ve mevsimsel gıda kaynaklarının yetersiz kalması, gıdaların uzun süreli muhafazası için depolanma ihtiyacını doğurmuştur. Bu maksatla geçmişten bu yana, az enerji tüketimi, kolay taşıma, uzun raf ömrü, az katkı maddesi ve yoğun besin değerlerinden dolayı gıdalar kurutularak saklanmaktadır. Günümüzde kullanılan farklı kurutma yöntemleri ile gıdaların vitamin, mineral gibi yararlı bileşenleri daha yüksek oranlarda korunabilmektedir. Diğer paketlenmiş gıdalara göre fiziksel, kimyasal, mikrobiyal özellikleri ile besin değerleri açısından daha kaliteli olan kurutulmuş gıdalar, günümüzde yüksek teknoloji kullanımı ile kıymetli ticari ürünler haline gelmişlerdir. Bu çalışmada, kayısı kurutmada kullanılan yöntemler aroma, besin değerleri, işlem hızı, renk, tekstürel özellikler, raf ömrü ve lezzet parametreleri çerçevesinde literatürde sıklıkla kullanılan Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Entropy ve TOPSIS tekniklerinin tümleşik kullanımı ile karşılaştırılmış ve dondurarak kurutma en uygun kayısı kurutma yöntemi olarak belirlenmiştir.
- ItemFarklı biyodizel yakıtlarının standart sapma tümleşik moosra yöntemi ile karşılaştırılması(İKSAD, 2024-11) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420; Girgen, Mete; Karapetkovska-Hristova, Vesnaİnsanlığın en temel ve vazgeçilmez ihtiyaçlarından birisi de enerjidir. Günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan fosil enerji kaynakları hızla tükenmekte ve araştırmacılar yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmektedirler. Bu araştırmalar; fosil enerji kaynaklarının hesaplanan sürelerden çok daha önce tükenebilme olasılığı ile fosil yakıtların başta hava kirliliği olmak üzere küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli sebeplerinden olması nedeniyle hızlanarak devam etmektedir. Uzmanlar yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerine yoğunlaşırken, çevre kirliliğine sebep olan atıkların geri kazanılması da ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda önceleri alternatif bir yakıt olarak yağlı bitki tohumlardan biyodizel üretimi çalışılırken, atık ve atık yağların geri dönüştürülmesi sıfır atık projelerinin ana temalarından biri haline gelmiştir. Diğer yandan dünya petrol rezervlerinin azalması, petrol fiyatlarındaki artış, artan küresel savaş riskleri nedeniyle yakıt teminindeki sıkıntılar, daha sürdürülebilir bir çevre için egzoz emisyonlarındaki sınırlamalar vb hususlar yenilenebilir alternatif yakıtların öneminin daha da artmasına neden olmaktadır. Yenilenebilir alternatif yakıtlar Türkiye için büyük bir petrol ithalatçısı olarak stratejik ve ekonomik bir öneme sahiptir. Büyük bir tarım potansiyeline sahip olan Türkiye için biyokütle enerjisi öncelikli bir seçenektir. Bu, kırsal kesimin ekonomik yapısının güçlenmesi ve iş imkanlarının yanı sıra yan sanayinin gelişimine de katkı sağlayacaktır. Ancak biyokütle enerjisinin maliyetinin fazla olması ve gıda sektörünün hammaddesinden elde ediliyor olması çalışmaların hayata geçirilmesini yavaşlatmaktadır. Bu çalışmada yağlı tohumlardan elde edilen biyodizel yakıt özellikleri ele alınarak hangi biyodizelin optimal sonuçları verdiğinin tespiti amaçlanmıştır. Bu maksatla farklı biyodizellerin yakıt özellikleri Çok Kriterli Karar Verme tekniklerinden Standart Sapma ve MOOSRA yöntemleri ile karşılaştırılmıştır.
- Itemİş süreci optimizasyonu: yöntem, teknoloji, riskler ve fırsatlar(Bitlis Eren Üniversitesi, 2023) Şahinaslan, Ender; 122635Süreç optimizasyonu, iş süreci yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. İşletmelerin mevcut iş süreçlerini ve çalışma biçimlerini anlamaları ve iyileştirmeleri için bir fırsattır. İyi bir strateji ile yürütülen süreç optimizasyon çalışmaları, işletmelere maliyet tasarrufu, zaman tasarrufu, artan verimlilik, azalan hatalar ve müşteri memnuniyeti gibi birçok avantaj sağlamaktadır. Bunlar bir yandan işletmenin performansını artırırken diğer yandan sürdürülebilir bir büyümeye de katkı sağlar. Öte yandan günümüz rekabet koşulları, teknolojik yenilikler ve dijital dönüşüm çabaları kurumsal işletmeleri iş süreçlerini iyileştirmeye ve optimize etmeye zorlamaktadır. Böyle bir çalışmada yöntem, teknik ve uygulama pratiklerinin bir arada sunulduğu rehber çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışma, süreç iyileştirme ve optimizasyona özel literatür kaynakları, eğitim notları ve saha uygulamalarından elde edilen deneyimlerin sentezlenmesi şeklindedir. Çalışmada süreç optimizasyonunun temel kavramı ve tanımı, süreç optimizasyonunun ne olduğu ve neden önemli olduğu, süreç iyileştirme ve optimizasyon yöntemleri, adımları ve ilgili teknolojiler açıklanmakta, süreç optimizasyonu adımları, güncel yaklaşımlar, teknoloji kullanımı, riskler ve fırsatlar ele alınmaktadır. Bu çalışma, iş süreçlerinin iyileştirilmesine ve optimize edilmesine yardımcı olabilecek bir rehber olarak literatüre katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
- ItemLojistik depolarda sipariş toplama ve konumlandırmaya yönelik yenilikçi bir yaklaşım(Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2023) Şahinaslan, Önder; Karataş, Ceyhun; Şahinaslan, Ender; 122635Amaç: Uluslararası bir lojistik deponun verimliliğini artırmaya katkı sağlamak için depo dolaşım mesafesini kısaltacak yenilikçi ve etkin bir konumlandırma yönteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: 1.239.545 adet ham depo verisi uzman ekiplerin desteği ile analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Makine öğrenimi algoritmalarının depo konumlarının belirlenmesinde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Dolaşım hızı ve anahtar değer hesaplamasına dayalı olarak alternatif bir konumlandırma çözümü geliştirilmiştir. Statik olarak beş farklı bölgeye ayrılan sahada uygulamalı testler yapılmıştır. Önerilen yöntemin etkinliği, bilinen konumlandırma yöntemleriyle karşılaştırılmıştır. Bulgular: Öğrenme algoritmalarının başarı oranları (%54-%64) uzman ekipler tarafından yeterli bulunmamıştır. Geliştirilen çözümde ürünleri doğru yere yerleştirme başarı oranı %90,93 olmuştur. Bir aylık gözlem sonucunda depo giriş çıkış işlemlerinde kat edilen mesafe yaklaşık 880 km kısalmış, depo doluluk oranı %54,07'den %55,68'e yükselmiştir. Elde edilen sonuçlar önerilen yöntemin etkinliğini göstermektedir. Özgünlük: Depo yerleşim yüzdeleri ve dolaşım mesafelerinde önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bilinen diğer yöntemlere göre daha etkili ve yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Bölge sınırı olmayan dinamik, verimli ve başarılı yapısıyla farklı depolarda uygulanabilir özgünlüktedir. Gerçek depo verilerine ve uzman görüşlerine dayalı olarak oluşturulması literatüre eşsiz bir katkı sağlamaktadır.
- ItemMarmara Bölgesi (İstanbul şehir hariç) yükseköğretim kurumlarının bilimsel çalışma verimi(TURANSAM Yayıncılık, 2022) Tosun, HasanSon dönemlerde özellikle 2000'li yılların başından itibaren yükseköğretim kurumlarına mevcut sorumluluklarına ilave olarak yeni görevler yüklenmiştir. Gelişmiş ülkelerde bu kurumlar, bilginin üretildiği ve teknoloji transferinin gerçekleştiği merkezler olarak görülmeye başlanmıştır. Bu alanda başarılı olabilmek için ilgili kurumun genellikle bir akademik ekosistem içinde yer alması, araştırma-geliştirme faaliyetlerini üst düzeyde yapması ve bilimsel yayın verimin yüksek olması esastır. Yazar tarafından daha önce Marmara bölgesindeki (İstanbul şehri hariç) yükseköğretim kurumlarının öğretim yapısı ve öğretim kalitesiyle ilgili bir çalışma yapılmış ve oluşması muhtemel bir akademik ekosistem için öneriler getirilmiştir. Bu çalışmada ise aynı yükseköğretim kurumlarının bilimsel çalışmaları dikkate alınarak, temel bazı kriterler esasında yayın kaliteleri ile bilimsel alanda kurumsal performansları incelenmiştir. Çalışma için bütünüyle YÖKAK Sisteminden alınan 2021 yılına ait veriler kullanılmış ve o yıl için her bir üniversite için SCI, Q1, toplam yayın ve atıf sayıları dikkate alınmıştır. Ayrıca her kurum için uluslararası işbirliği ile sanayi işbirliği sonucunda oluşan ve ilk yüzde onluk dilimde yer alan dergilerde yayımlanmış çalışma sayıları da kullanılmıştır. Bu verilerin kendi aralarındaki ilişkilerden ve öğretim üyesi başına düşen yayın sayılarından bir değerlendirme yapılmış ve ilgili yükseköğretim kurumları arasında her kontrol kriteri esasında nispi bir sıralama oluşturulmuştur. Çalışma sonuçları göstermiştir ki; ilgili kurumların öğretim yapısı ve kalitesiyle ile ilgili temel değerlendirmeler bilimsel verimleri esasında da geçerlidir. Bölgede bulunan ve bu çalışmada dikkate alınan 15 yükseköğretim kurumu, çok farklı bilimsel verime sahiptir.
- ItemÖğrenci-danışman atama problemindeki farklı problem kurgularının öğrenci ve danışman memnuniyet düzeylerine etkisinin incelenmesi(Gazi Üniversitesi, 2024-09) Tabansız Göç, Gülveren; Sebatlı Sağlam, Aslı; Çavdur, Fatih; 409903; 372024Hem lisansüstü çalışmaların etkili bir şekilde yürütülebilmesi hem de lisansüstü programların genel başarısı için uygun öğrenci-danışman atamalarının yapılması kritik öneme sahiptir. Bu çalışmada, Öğrenci-Danışman Atama (ÖDA) problemi için öğrenci ve danışman tercihlerine ek olarak; (i) danışman kapasitelerinin dikkate alınmadığı (ii) danışman kapasiteleri olarak bireysel danışman taleplerinin ve (iii) danışman kapasiteleri olarak ortalama iş yükünün dikkate alındığı durum olmak üzere üç farklı problem kurgusu ele alınmıştır. Her bir problem kurgusunun çözümü için matematiksel programlama modelleri ve bir sezgisel algoritma önerilmiştir. Önerilen yaklaşımın geçerliliğin test edilmesi amacıyla küçük ve büyük ölçekte olmak üzere iki farklı veri kümesi üretilmiştir. Bu veri kümeleri kullanılarak önerilen matematiksel programlar ve sezgisel algoritma, öğrencilerin ve danışmanların tercihlerinin farklı ağırlıklandırma stratejileri için çözülmüştür. Farklı problem kurguları ve atama stratejileri için elde edilen öğrenci-danışman atamaları, öğrencilerin ve danışmanların memnuniyet düzeyleri cinsinden tanımlanan performans ölçütlerine göre analiz edilmiştir. Buna ek olarak, matematiksel programlama modeli ve sezgisel algoritmanın sonuçları kıyaslanmıştır. Bu çalışmanın öne çıkan unsuru, ÖDA problemi için farklı problem kurguları ve atama stratejilerinin ele alınması ve bu durumlar için elde edilen sonuçların, karar vericilerin farklı bakış açılarını yansıtacak şekilde kapsamlı olarak analiz edilmesidir.
- ItemÖğrenci-proje atama probleminde farklı grup kararlarının değerlendirilmesi(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2023) Tabansız, Gülveren; Sebatlı Sağlam, Aslı; Çavdur, FatihÖğrenci-Proje Atama (ÖPA), genel olarak, çeşitli kriterlerin dikkate alınmasıyla öğrenci-proje gruplarının oluşturmasını ve bu gruplara projelerin atanmasını içeren çok-kriterli bir problem olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada, problemin çözümü için üç aşamadan oluşan bir yaklaşım önerilmektedir. Yakın tarihli başka bir çalışmada geliştirilmiş olan bir 0-1 tamsayılı-hedef programlama formülasyonundan adapte edilmiş olan matematiksel programlama modeliyle, çalışmanın ilk aşamasında çeşitli kriterler dikkate alınarak öğrenci-proje gruplarının oluşturulması gerçekleştirilmektedir. Söz konusu kriterler ise (i) bir gruptaki öğrenci sayısı, (ii) genel akademik not ortalaması (GANO) değeri, (iii) yabancı dil, (iv) bilgisayar programlama, (v) genel ofis yazılımları ve (vi) veri tabanı yönetimi yetenekleridir. Sonraki aşamada, grup-proje eşleştirmeleri gerçekleştirilmeden önce, oluşturulan grupların proje tercihleri için grup üyelerinin farklı bakış açılarını yansıtan grup kararları belirlenmektedir. Son olarak, öğrenci-proje gruplarının proje tercihlerine yönelik olarak oluşturulan grup kararları kullanılarak bir 0-1 tamsayılı program ile grup-proje atamaları gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın literatüre olan katkısı, önerilen üç aşamalı yaklaşımla, grup kararlarının dikkate alınarak ÖPA probleminin çözülmesi şeklinde özetlenebilir. Böylelikle, farklı bakış açılarına sahip çok sayıdaki öğrencinin tercihleri, ÖPA sürecinde önemli bir kriter olan tercih kriteri için yansız ve tek bir grup kararı olarak ele alınabilmektedir. Önerilen yaklaşım, akademik bir kurumdaki gerçek bir ÖPA problemine uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, ilgili literatürde bulunan diğer atama yaklaşımlarının sonuçları ile çeşitli performans parametreleri açısından karşılaştırılmıştır ve kriterlerin performans skorlarında ortalama %9 oranında iyileşme olduğu gözlenmiştir.
- ItemStandart sapma tümleşik marcos yöntemi ile hibrit suv otomobil seçimi(İKSAD, 2024-12) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420Otomotiv Sektörü, diğer sanayi kolları ve endüstrilerle yakın bir ilişki içinde çalıştığı için dünya ekonomisini derinden etkilemektedir. Otomotiv endüstrisi, pek çok sektörden girdi alarak ve verdiği çıktılarla pazarlama, lojistik, enerji gibi alanlarda geniş bir iş yelpazesi oluşturarak küresel gelişim ve ekonomik büyümenin lokomotifi haline gelmektedir. Bu nedenle, diğer sektörlerdeki teknolojik gelişmeler otomotiv sektörünü doğrudan ve olumlu yönde etkilemektedir. Otomotiv firmaları yoğun bir küresel rekabet içerisinde her geçen gün daha sürdürülebilir, daha teknolojik, daha konforlu ve daha ekonomik ürünlerle piyasada yer almaktadır. Özellikle küresel ısınmanın azaltılması ve iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar, otomotiv sektöründe büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini başlatmıştır. Otomotiv endüstrisindeki bu hızlı gelişimle birlikte, tamamen elektrikli (EA), fişe takılabilir hibrit elektrikli (FHEA) ve hibrit elektrikli (HEA) araçlar, karbon emisyonlarını azaltma ve daha sürdürülebilir bir dünya oluşturma amacıyla tüketicilerin beğenisine sunulmaktadır. Bu araçların avantaj ve dezavantajları birlikte değerlendirildiğinde, birçok tüketicinin tam elektrikli araçlara (EA) hâlâ tereddütle yaklaştığı, değişik endişelerden dolayı İçten Yanmalı Motorlu (İYM) araçlardan vazgeçemediği görülmektedir. Bu tüketiciler daha çok HEA kullanmak istemekte, ancak hangi marka ve model aracın daha iyi bir tercih olacağı konusunda karar verme aşamasında zorlanmaktadırlar. Bu çalışmada HEA satın almak isteyen tüketiciler karar desteği vermek maksadıyla, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Standart Sapma ve MARCOS yöntemlerinin bir arada kullanıldığı bir model önerilmektedir.
- ItemToplu taşıma sistemleri için entropy tümleşik moosra yöntemi ile elektrikli otobüs seçimi(İKSAD, 2024-11) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420Günümüzde hızla artan dünya nüfusunun beraberinde getirdiği kırsaldan kente göç ve hızlı kentleşme, kentsel alanlarda ulaşım başta olmak üzere birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Toplu ulaşım şehirlerde yaşanan trafik sorununun çözümü için en etkili seçeneklerden biridir. Özel araç kullanımdaki artış, trafikte sıkışıklığına ve insanların zamanlarının önemli bir kısmını yollarda geçirmelerine neden olmaktadır. Toplu taşıma sistemleri, şehirlerde mobilite, istihdam, eğitim, ikamet vb imkanlara ulaşımı kolaylaştırarak, bireysel otomobil kullanımı ve neden olduğu kirlilik ile sıkışıklığı azaltma açısından etkili çözümler sunmaktadır. Ayrıca hava kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği, maliyet ve fosil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi çevre dostu, sürdürülebilir, etkili ve verimli toplu taşıma sistemlerinin kullanılması ihtiyacını zaruretin ötesine taşımaktadır. Bu bağlamda ulaşım sektöründe elektrik tahrikli veya hibrit araçların kullanımına yönelik çalışmalar da artmaktadır. Özellikle kent içi toplu taşıma sistemlerinin elektrikli veya hibrit araçlardan oluşması yerel yönetimler açısından daha da fazla önem kazanmaktadır. Son zamanlarda Türkiye’de geniş bir yerli üretim imkanı bulan elektrikli otobüsler egzoz emisyonlarını azaltmada ve kentlerin hava kalitelerini iyileştirmede ön plan çıkmaktadır. Birbirinden farklı ve gelişmiş özellikleri ile düşük işletme ve bakım maliyetleri elektrikli otobüslerin tercihinde etkili olmaktadır. Sektördeki hızlı rekabetin neden olduğu ürün çeşitliliği Türkiye’de lastik tekerlekli ulaştırma sistemlerinde elektrikli otobüs kullanmak isteyen idarelerden özellikle yerel yönetimlerin ürün seçiminde tereddüt etmelerine neden olmaktadır. Bu bağlamda yöneticilere karar desteği sağlaması açısından Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) tekniklerinden Entropy ve MOOSRA yöntemlerinin tümleşik olarak kullanıldığı bu çalışma, idareler için bir referans niteliği taşımaktadır.
- ItemTrafik kazalarını önleme stratejileri: yol hipnozuna neden olan faktörlerin çok kriterli karar verme yaklaşımı ile analizi(İKSAD, 2024-12) Abdulvahitoğlu, Adnan; Abdulvahitoğlu, Aslı; 382420Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de son yıllarda hızla artan araç sahipliği, karayolu taşıt hareketliliğinin önemli ölçüde artmasına neden olmaktadır. Bu artış, trafik sıkışıklığı ve trafik kazaları gibi ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Trafik kazalarının yarattığı maddi ve manevi zararların büyüklüğü, bu sorunun hükümetler tarafından öncelikli olarak ele alınmasını zaruretin ötesine taşımaktadır. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler (BM) eylem planına paralel olarak Türkiye’de de 2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Strateji ve Eylem Planı uygulanmaya başlanmış ve trafik kazalarına bağlı ölümlerin %50 oranında azaltılması hedeflenmiştir. Trafik kazalarının nedenleri incelendiğinde, bunlardan birinin de yol hipnozu olduğu ortaya çıkmaktadır. Yol hipnozu, sürücülerin araç kullanırken trans benzeri bir duruma girdiği bir psikolojik durumdur. Genellikle otoyollar gibi uzun, monoton, düz ve nispeten olaysız yollarda meydana gelen bu durum, sürüş güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Araştırmalar, yol hipnozunun insan zihninin rutin işleri otomatik pilot modunda gerçekleştirme kapasitesi ile yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu süreçte bilinçli farkındalığın azalması ve bilinçaltının devreye girmesi, sürekli dikkat ve hızlı karar almanın hayati önem taşıdığı sürüş koşullarında potansiyel riskleri artırmaktadır. Son yıllarda yol hipnozu, özellikle psikoloji, sinirbilim ve trafik güvenliği alanlarında araştırmacıların ilgisini çeken bir konu haline gelmiştir. Bu durumun nedenlerinin, etkilerinin ve önleyici tedbirlerinin anlaşılması, yol güvenliğini artırmak ve sürücü dikkatinin azalmasından kaynaklanan kazaları önlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, yol hipnozunun altında yatan mekanizmalar, sürüş davranışı üzerindeki etkileri ve bu durumun oluşumunu azaltmaya yönelik stratejiler incelenmiştir. Sürücüler ve politika yapıcılar için değerli bilgiler sunmayı amaçlayan bu çalışmada, yol hipnozunun nedenleri, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden Adım Adım Ağırlıklandırma (SWARA) ile analiz edilerek, karar vericilere uygulanabilir bir model önerisi geliştirilmiştir.
- ItemTürk itfaiyecilerde bir mesleki psikolojik hastalık olarak travma sonrası stres(Serpil Aytaç, 2024-06) Baltacı, Recep; İşeri, Ali; 135066Bu çalışmada, Türkiye'deki profesyonel itfaiyeciler arasında Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) yaygınlığı araştırılmıştır. Bu amaçla DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) IV kriterlerine dayanan PTDS (the Posttraumatic Diagnostic Scale)’nin Türkçe tercümesi ve demografik, mesleki ve psikososyal risklere yönelik bazı ek sorular kullanılmıştır. Antalya, Adana, Konya ve Ankara Büyükşehir Belediye İtfaiyelerinde çalışan 273 itfaiyeci gönüllü olarak çalışmaya katılmıştır. Bulgular, çalışmaya katılan itfaiyecilerde TSSB yaygınlığının %16,5 (%95 GA: %12,1-%20,9) olduğunu göstermiştir. Bu oran, diğer ülkelerdeki itfaiyecilere kıyasla düşük, ancak genel popülasyondan önemli ölçüde yüksektir. Çalışma, TSSB'nin itfaiyeciler için bir meslek hastalığı olabileceğini düşündürmektedir. Toplam şiddet skoru metriği üzerinden yapılan analizlerde, yaş, medeni durum, eğitim, gelir, sigara ve alkol kullanımı, deneyim gibi faktörlerin TSSB ile ilişkisi ortaya konamamıştır. Ancak, çalışılan il, psikolojik tedavi geçmişi, mesleğin istemli seçimi, mobbing uygulamalarına maruz kaldığını düşünmek ve müdahale edilen olay sayısı gibi psikososyal risk faktörleri TSSB ile anlamlı bir şekilde ilişkili bulunmuştur.
- ItemÜçüncü taraf yazılım bileşenlerinden kaynaklanan zayıflıkların tespiti ve yönetimine ilişkin bir uygulama(Kamu İç Denetçileri Derneği, 2023) Şahinaslan, Önder; Şahinaslan, Ender; Küçükali, Erdi; 122635Üçüncü taraf yazılım bileşenlerinin kullanımı her geçen gün artmaktadır. Bu yazılım bileşenleri, şirketlerin hızlı, esnek ve pratik çözümler geliştirmesine yardımcı olurken, birçok güvenlik açığını da bünyesinde barındırabilmektedir. Üçüncü taraf yazılımlara olan talebin artmasına rağmen bu yazılımların kapalı kaynak kod içermesi sebebiyle güvenlik kontrol ve testleri yeterince yapılamamaktadır. Yeterli güvenlik testleri ve kontrolleri yapılmadan bu yazılımların sistemlere entegre edilmesi büyük risk oluşturmaktadır. Bunun sonucunda kurumlar telafisi mümkün olmayan kayıplarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu risk ve kayıpların önüne geçebilmek için üçüncü taraf yazılımların güncel tutulması ve güvenlik açıklarının hızlı bir şekilde tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kurumların aşması gereken önemli bir sorundur. Bu çalışmada yazılım bileşenlerinden kaynaklanan zafiyetlerin tespiti, analizi, yönetimi, kontrolü, raporlanması ve kurumsal yazılımlarla entegrasyonu ele alınmıştır. Black Duck güvenlik açığı kontrol aracı üzerinde uygulamalı çalışmalar yapılmıştır. Sonuç olarak, uygulama güvenlik araçlarının kullanılması denetim ve kontrol faaliyetlerinin daha hızlı, daha şeffaf ve güvenilir sonuçlara ulaşmasına katkı sağlamaktadır ve uygulama açıklarından kaynaklanan güvenlik risklerinin etkin yönetimine, kontrolüne ve denetimine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda güvenlik ve uyumluluğa da katkıda bulunur, kaynakların etkin kullanımı ile işletmelere çeviklik, verimlilik, karlılık ve rekabet gibi alanlarda avantajlar sunmaktadır. Bu çalışma bilgi teknolojileri, iç kontrol, risk ve denetim profesyonelleri için bir rehber niteliği taşımakta ve literatüre katkı sağlamaktadır.
- ItemÜlkemizdeki Marmara Bölgesi (İstanbul Şehri Hariç) Üniversitelerinin performans göstergeleri(TURANSAM Yayıncılık, 2022) Tosun, HasanGelişmiş ülkelerde; yükseköğretim kurumlarının yapısı, genelde sahip oldukları öğrenci profili ile tanımlanır. Bu amaçla; önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenci sayıları önem arz etmekte ve bu sayıların oransal büyüklüklerine göre üniversitelerin öğretim yapıları tanımlanmaktadır. Bu çalışmada, Marmara bölgesi içinde yer alan (İstanbul metropoliten bölgesi hariç) farklı statüdeki üniversitelerin, uluslararası literatürde anlam ifade eden parametreler kullanılarak, öğretim yapıları incelenmiş ve sınırlı veriyle de olsa öğretim kalitelerine değinilmiş ve bu alanlarda üniversiteler arasında bir sıralama yapılmıştır. Ayrıca ilgili üniversitelerin, ülkemizde Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) öncülüğünde uygulanan Girişimci-Yenilikçi Üniversite Endeksi (GYÜE) esasındaki performansları değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçları göstermiştir ki; öğretim yapısı yönünden uygun vasıflara sahip olmayan üniversiteler, GYUE esasında da yeterli değildir. Bu çalışmada dikkate alınan üniversiteler, GYÜE esasında büyük farklılıklar arz etmektedir.
- ItemXAKUR Endeksinde Yer Alan Hisselerin Ortak Hareketlerinin Birliktelik Kural Analizi ile Belirlenmesi(Sosyoekonomi Derneği, 2025-01) Sayıl, Gizel Busem; Korhan, Emrah; 372791With the public offerings of many companies, there has been a significant increase in the number of new investors joining the stock exchange. In this process, the limits of the impact of brokerage houses on the markets have expanded. This study aims to determine whether the companies in the BIST brokerage firms index (XAKUR) move together with the IPO index (XHARZ), Borsa Istanbul 100 Index (BIST100), Volatility Index (VIX) and different macroeconomic variables with association rule analysis. Daily data from January 2018 to June 2023 found that brokerage house stocks do not move together with each other and with XHARZ, while CPI has a tight upward relationship with different variables.
- ItemYazılım dağıtım sürecinin otomatikleştirilmesine ilişkin uygulamalı bir çalışma(Adem Korkmaz, 2023) Şahinaslan, Ender; Arpacıoğlu, Nusret; Şahinaslan, Önder; 122635Yazılım dağıtımı, geliştirilen bir uygulamanın çalıştırılacak dijital ortamlara yüklenmesidir ve yazılım geliştirme yaşam döngüsünde önemli bir aşamadır. Herhangi bir hataya veya kesintiye yol açmayacak şekilde titizlikle uygulanmalıdır. Küçük organizasyon ve sistemlerde bu sürecin işleyişinin manuel olarak işletilebilmesi mümkündür. Ancak orta ve büyük organizasyonlarda dağıtım yapılacak ortamların çeşitliliği, büyüklüğü, karmaşıklığı buna engeldir. Ayrıca iş sürekliliği, güvenlik ve uyum gibi gereksinimler dikkate alındığında manuel dağıtımdan kaynaklı birçok risk söz konusudur. Bu tür risk ve sorunların aşımında otomatik yazılım dağıtım araçlarına ihtiyaç vardır. Bu çalışmada yazılım yaşam ve dağıtım süreci, manuel dağıtımdan kaynaklı sorunlar, sorunların çözümünde kullanılan otomatik dağıtım araçları incelenmiştir. Yazılım dağıtım sürecinin otomatikleştirilmesi uygulamalı olarak çalışılmıştır. Bu çalışma daha önce yapılan çalışmalardan farklı olarak, konusu ve uygulamalı bir sunum olması sebebiyle ilgili kurum çalışanları, öğrenci ve araştırmacılar için teknik bir rehber niteliğindedir. Yazılım dağıtım süreci ve bu sürecin otomatikleştirilmesine yönelik uygulamalı çalışma literatüre kazandırılmıştır.