Browsing by Title
Now showing 1 - 20 of 73
Results Per Page
Sort Options
- Item2022 yılı girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi verileri üzerine alan ve ölçüt bazlı bir değerlendirme(Turan-Sam Yayıncılık, 2023) Tosun, Hasan; 6128Ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının performansını değerlendirmek üzere 2012 yılından itibaren Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bazı birimlerden temin edilen veriler esasında 23 gösterge dikkate alınarak bir “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi (GYÜE)” tanımlanmıştır. Bu endekste; üniversitelerin bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliğine, işbirliği ve etkileşim aktivitesine, fikri mülkiyet etkinliğine, girişimcilik ve yenilikçilik kültürüne ve ekonomik katkı ile ticarileşme potansiyeli alanlarına bağlı olarak değerlendirme yapılmaktadır. Bu yıl 2022 yılı verileri kullanılarak yapılan değerlendirme sonuçları açıklanmıştır. Bu sonuçlara göre; daha önceki yıllarda dereceye giren üniversitelerin yine listede olduğu ve sıralama da küçük değişiklikler bulunduğu görülmektedir. Ancak bazı Vakıf üniversiteleri (İstanbul Medipol, Bahçeşehir, Yeditepe, Yaşar, Atılım ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar gibi) önemli atılımlar yaparak ilk 50 üniversite içinde yer almışlardır. Bu makalede, ilgili endeksin parametreleri tanımlanarak, alan ve ölçüt esasında ilk elli sıra içinde yer alan üniversitelerin değerlendirmesi yapılmakta ve bazı üniversiteler için öneriler getirilmektedir.
- Item2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi dış mekân reklamı ve kampanya çalışmalarının grafik tasarım açısından genel bir değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-11) Yılmaz, İbrahim; Ayçe, Mehmet Taragay; 21436Siyasi reklam; siyasi parti adaylarının tanıtılması ile adayın siyasi kimliği hususunda seçmeni ikna etme ve tanıtım araçlarının etkili bir şekilde kullanılması aracılığıyla yapılan bir iletişim yöntemidir. Bu süreç adayların mesajlarını doğrudan seçmene iletmelerine ve siyasi tartışmaları etkilemelerine olanak tanıyan bir tür kampanya biçiminden oluşur. Seçimi kazanmak, en iyi aday olmak veya en iyi fikirlere sahip olmaktan çok daha fazlasını içerir. Adaylar, çeşitli medya türlerinde reklam yayınlayarak isim bilinirliği oluşturabilir, önemli konuları vurgulayabilir ve rakiplerinin eksikliklerini topluma yansıtabilirler. Günümüzde seçim reklamları ve kampanya harcamaları daha çok çevrimiçi platformlara yönelmiş olsa da siyasette hâlâ dış mekân reklam çalışmalarına marka bilinirliği ve görünürlüğü açısından büyük ölçüde devam edilmektedir. Dış mekân reklamcılığı diğer reklam biçimlerinden daha fazla kişiye hitap eder ve insanların zihninde diğer tüm medya araçlarından daha çok önem verilmektedir. Dünya reklam tasarımcıları arasında gerilla reklamcılık olarak da bilinen dış mekân reklamcılığı, insanların aniden karşılarına çıkması ve kitleleri harekete geçirmesinde etkili olmasıyla da grafik tasarım ve reklamcılık alanındaki yerini almıştır. Bu araştırmanın amacı 2023 seçimlerindeki reklam afişlerinin tasarım açısından gelişim ve değişimlerini incelemektir. Bu seçim gerek toplumsal gerek siyasal olarak Türkiye’de bulunan siyasi görüşler açısından iki farklı gurubu temsil etmiştir. Her ne kadar Türk toplumu arasında olsa da seçimlerde kullanılan argümanlar seçimlerin tanıtım çalışmalarında büyük farklı söylemlerin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu araştırma seçilen siyasi kampanya afişlerinde yer alan görsellerin tipografik ve grafiksel bakımdan özelliklerinin belirlemesi ve incelemesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, siyasi kampanya afişlerinin siyasi adayların oy toplamak için kullandıkları temel görsel iletişim araçları olarak nasıl işlev gördüğü incelenmiştir. Grafiksel olarak siyasi kampanya afişlerinde, anlam ifade eden çeşitli renkler, resimler yanında, illüstrasyonlar da kullanılmıştır. Çeşitli siyasi partilerin farklı politik yaklaşımları olmasına rağmen bu seçimde siyasi görüşlerin belirgin söylemleri afiş tasarımlarını da önemli ölçüde etkilemiştir.
- ItemA modern approach to data privacy with federated learning(Maltepe University, 2023) Kalkavan, Ziya Can; Şahinaslan, Ender; Şahinaslan, Önder; 122635Today, information technologies and their usage areas are increasing day by day. Advanced technologies such as the internet of things, smart devices and applications, machine learning and arti cial intelligence are a driving force in the spread of their usage areas. The increase in prevalence and use also increases the production and sharing of data. This increase causes various security problems and concerns in terms of data privacy. Therefore, a balance has to be struck between the need for data sharing and its security. For this purpose, the use of federated learning methods has been examined. Traditional data sharing methods focus on centralized solutions for the processing of private and sensitive data of data subjects, but this causes various problems and raises concerns in the sharing of sensitive data. In the federated learning model, it trains locally without data sharing. It has a distributed arti cial intelligence approach that can run di erent resources together. Thus, it o ers an alternative solution that can help address data privacy concerns arising from the traditional method. In this study, the basic principles, usage areas, advantages and difficulties of federated learning, which is also accepted as a modern approach in data privacy, are discussed. The data and examples obtained in the study will be presented.
- ItemA simple magnetic resonance scoring system for predicting suitability for primary anterior cruciate ligament repair(Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, 2024-08) Kılızay, Yusuf Onur; Erdoğmuş Gülcan, Server; Yılmaz, Hazal Berfin; Yalçın, Gülay; 334080; 392815; 202217; 308202Objective: This study developed a simple magnetic resonance imaging (MRI) scoring method to assess the suitability of the anterior cruciate ligament (ACL) remnant for primary repair and aimed to test the success of this scoring method on operative images of patients undergoing early ACL surgery. Methods: The video-recorded operative images of patients who underwent ACL reconstruction and the MRI images of the same patients taken in our hospital were retrieved from the hospital archive. Two surgeons evaluated whether the ACL could be primarily repaired on the video images recorded during the operation. Magnetic resonance primary repairability (MPR) scores and repairability status on video images were compared. Results: The mean age of the patients was 30.4 ± 8.6 years. The evaluation of remnant size on MRI showed moderate agreement between observers (P < .001, Cohen’s kappa = 0.605). The assessment of the repairability score based on MRI and video observation demonstrated substantial agreement between observers (P < .001, Cohen’s kappa = 0.743 and P < .001, Cohen’s kappa = 0.762, respectively). Conclusion: The MR primary repairability score (MPR score) is suitable for use in the decision-making process for the primary repair of the ACL.
- ItemAmbalaj tasarımında hedonizm etkisi(İksad, 2024-10) Güler, Gizem; 350727Günümüz modern yaşamının kişi üzerinde yarattığı duygu dalgalanmaları, artan kişilik rolleri ve sorumluluklarına toplum tarafından onaylanma (ötekileştirilmeme) ve günlük stresten uzaklaşarak zihinsel bir rahatlamaya ulaşma da eklenince toplumun tüketim alışkanlıkları değişmiştir. Süreç içinde tüketim toplumunun yarattığı insan prototipi toplum tarafından kabul görme amaçlı markalara ve ürünlere karşı bağlılık geliştirmiştir. Bu esnada kişilere itibar kazandırma rolü üstlenen markalar ise tüketici üzerinde kısa süreli hazlar yaratarak tüketime bağımlı bir kitle yaratmak ve bir sonraki satın alma davranışını tetiklemek için çalışmaktadır. Bu çalışmalara örnek olarak verilebilecek ambalaj tasarımları içinde kişiselleştirilmiş ambalaj tasarımlarını ele almak mümkündür. Markalar ambalaj tasarımlarıyla ürünü korumak, saklamak, taşınabilir ve sergilenebilir kılmak gibi temel amaçların dışında rakip markaların önüne geçerek görünürlük kazanmayı ve kitlenin satın alma davranışını gerçekleştirmesini planlamaktadır. Bunun için hedef kitleye hedonist bir bakış acısı ile kişiselleştirilmiş, özel bir deneyim sunmak pek çok marka tarafından denenmiştir. Bu kişiselleştirme ile kitle-marka ilişkisinde ürüne olan ilgi ve bağlılık güçlenir. Bu çalışma kapsamında örneklem olarak Coca-Cola markası ele alınmıştır. Markanın 1 litrelik plastik ambalajları ve kutu ambalajlarının üzerinde hayata geçirdiği isim kampanyası ile hedonistik bir satın alma davranışı planlanmıştır. Bu araştırma kapsamında kişiselleştirilmiş ambalaj tasarımları ile kitlenin hazza erişmek için gösterdiği çaba ve kendini özel, biricik hissetme sonucunda artan satın alma davranışları gözlemlenmiştir.
- PublicationAnalysis of research on 21st century skills: 2015-2022(Efe Academy Publishing, 2022) Şengel, Erhan; Aydın, Sevim; 385249; Alanoğlu, MüslimSince societies are constantly moving and focused on development, educational organizations should improve their education processes. Today, we could say that the most significant change has occurred in technology. The digital transformation experienced with the development of technology has also caused educational organizations to be affected by this transformation. Educational organizations should be ahead of society and lead change to meet social needs. Being a learning organization of educational organizations is closely related to the transformations they will experience. For this reason, it is crucial to address the development processes of educational organizations. I hope that the perspective presented by this book will be beneficial for educators and offer a different perspective on the digital transformation of the education process. I would like to thank esteemed academicians and the EFE ACADEMY family, who contributed to the book's preparation.
- ItemAssessing competition in the Turkish cement industry: insights from the boone indicator(Emerald Publishing Limited, 2024-08) Yıldız, Hakan; Köprücü, Yılmaz; Şengül, Serkan; 355807Purpose – This paper investigates the degree of competitiveness within the Turkish cement industry, employing firm-level quarterly data spanning from 2008 to 2016. Design/methodology/approach – To assess the level and trajectory of competition among Turkish cement firms, we employ the Boone indicator (β) as formulated by Boone (2008). This indicator, rooted in the concept of relative profit differences (RPD), serves as a robust metric for gauging competitive dynamics. According to the ß indicator, firms exhibiting higher relative efficiency are expected to secure greater profits and market shares in a fiercely competitive market. Additionally, we utilize concentration indices for the purpose of revealing comparable findings. Findings – Empirical findings reveal that an enhancement in firms’ efficiency corresponds to a proportionally modest increase in either market share or profits, implying a lower degree of competition within the Turkish cement industry. Although the specific magnitudes of ß estimates exhibit temporal fluctuations, we may conclude that the Turkish cement industry does not conform to the ideals of perfect competition. The concentration indices calculated on the sample also support this result. Research limitations/implications – This research is limited to the Turkish cement companies over the period 2008–2016. Originality/value – The studies measuring the level of competition in the Turkish cement sector are generally based on concentration ratios. In this study, we assess the competition level by using a different methodology based on parametric procedures.
- ItemBarış ve savaş üzerine odak grup tartışmalarına katılımın kadın üniversite öğrencilerinin değer yönelimleri ve sosyal temsilleri üzerindeki etkisinin incelenmesi(Türk Psikologlar Derneği İktisadi İşletmesi, 2022-10) Özkan Demir, Kübra; Kuşdil, M. Ersin; 372021Giriş ve Amaç: Pozitif barış, savaşın ve sıcak çatışmaların yokluğundan öte toplumun çatışma olasılıklarının ortadan kaldırıldığı ve temelinde sosyal adalet, eşitlik, insan hakları, yardımlaşma, hoşgörü, karşılıklı anlayış gibi unsurların yer aldığı olumlu yaşam koşullarına ve insani ilişkilere dayanan bir kavramdır. Bu çalışmada barış ve savaş üzerine yürütülen odak grup tartışmalarına katılımın bu kavramlarla ilişkili olan bireysel değerlerin ve sosyal temsillerin üzerinde pozitif barış lehine etkisi olup olmadığının incelenmesi hedeflenmiştir. Yöntem: Kadın üniversite öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen mevcut çalışmada araştırma ve kıyaslama olmak üzere iki grup bulunmaktadır. Araştırma grubu Uludağ Üniversitesi’nde eğitim almakta olan öğrencilerden oluşmaktadır ve bu grup ile haftada bir saat olmak üzere toplam beş hafta boyunca barış ve savaş kavramlarının tartışıldığı odak grup görüşmeleri yürütülmüştür. Türkiye'deki çeşitli üniversitelerin öğrencilerinden oluşan kıyaslama grubu katılımcılarına ise çevrimiçi yollarla ulaşılmış olup bu grup odak grup görüşmelerine dahil edilmemiştir. Değerlerin ve temsillerin değişimini incelemek amacıyla tüm katılımcılardan çalışmanın başlangıcında (Z1), başlangıçtan beş hafta sonra (Z2) ve beş ay sonra (Z3) değer yönelimleri ve barış/savaş temsil içeriklerine ilişkin ölçüm alınmıştır. Bulgular: Tekrarlı ölçümlerde varyans analizi sonuçları Z1-Z2 arasında barış ve savaş üzerine odak grup tartışmalarına katılımın özellikle özgenişletim ve özaşkınlık değer puanları açısından gruplararasında önemli bir fark yarattığını göstermektedir. Buna göre araştırma grubunun özgenişletim puanları düşerken, özaşkınlık puanları yükselmektedir. Kıyaslama grubu için ise tam tersi bir durum gözlenmektedir. Sosyal temsillerin analizinde kullanılan prototipik ve ki-kare analizleri sonucunda, Z1-Z2 arasında barış temsili içeriğin çekirdeğinde yer alan pozitif barış ile ilişkili unsurların sıklıklarının sadece araştırma grubunda anlamlı olarak daha yüksek olduğunu göstermektedir. Odak grup görüşmeleri sonlandıktan yaklaşık 4 ay sonra elde edilen bulgular (Z3), değer yönelimleri üzerinde grup-zaman etkileşimlerinin artık gözlenmediğini ancak araştırma grubunun barış/savaş temsili içeriğine pozitif barış ile ilişkili unsurların yerleşmiş olduğunu göstermektedir. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar karşılıklı iletişim ve müzakere aracılığıyla pozitif barış fikrinin geliştirilebileceğini, barış ve savaş ile ilişkili kişisel değerlerimizin ve zihnimizdeki temsillerinin değişebileceğini göstermektedir.
- ItemBibliometric analysis and mapping of the benefits and challenges of cloud ERP systems(İstanbul Üniversitesi, 2023) Şahinaslan, Önder; Şahin, Ahmet; Şahinaslan, Ender; 122635Enterprise resource planning is an effective tool in achieving management goals. Cloud ERP systems and applications are platform-independent offerings of this management tool in a cloud environment. This study was carried out to make sense of the advantages, difficulties and relationships of the cloud ERP system with scientific studies. For this purpose, the Scopus, Web of Science and Google Scholar databases and the Publish or Perish, WOSviewer and Excel applications were used. Statistical analysis, text mining, word network association, visual mapping and trend analysis were performed. As a result of the analysis, it was found that the total rate of publications produced in the last 3 years was 43%, the most cited work was Springer (20%) and the country was the USA (10%). It was determined that the three most frequently used keywords were ‘cloud ERP’, ‘ERP system’ and ‘ERP’. A strong correlation was found between ‘study’ and ‘challenge’ in text mining. The challenge was closely related to ‘SMEs’, ‘data’, ‘provider’, ‘technology’, ‘literature’ and ‘cloud environment’. In recent studies, the concept of ‘cloud ERP implementation’ in SMEs has come to the fore.
- ItemBilateral locked posterior shoulder dislocation overlooked for 15 months treated with the modified McLaughlin procedure: A case report(Bayçınar Tıbbi Yayıncılık, 2023) Saylık, Murat; Gökkuş, KemalNeglected bilateral posterior shoulder dislocation is a rare injury caused primarily by an epileptic seizure. The injury is usually associated with a reverse Hill-Sachs lesion in the anteromedial aspect of the humeral head. The modified McLaughlin technique may avoid instability and osteoarthritis when 20 to 40% of the articular surface is affected by reverse Hill-Sachs. In this article, we present the clinical results of a case overlooked in the literature for the longest time, i.e., for 15 months. A 46-year-old male patient was receiving treatment for epilepsy for five years. There was no fall or trauma in the four seizures he had during this time. The last seizure was 15 months ago. When the patient presented to our clinic, both shoulders were symmetrically deformed, the anterior shoulder contour disappeared (empty socket sign), and there was a loss of upper contour. The computed tomography (CT) scan revealed a posteriorly locked dislocation with a reverse Hill-Sachs lesion in 32% of the left shoulder and 36% of the right shoulder. We applied the modified McLaughlin procedure to the dominant right shoulder and, two months later, we used it to the left shoulder (with a graft taken from the anterior superior iliac spine). At one-year of follow-up, both shoulders were moderately functional: forward elevation left 70° and right 50°, abduction left 40° and right 60°, and internal rotation: the back of the hand could touch the fifth lumbar vertebra. Meanwhile, the patient did not suffer from recurrent dislocation. The pre- and postoperative Constant-Murley Scores for the right and left shoulder were 30/52 and 11/48, respectively. Although the operational outcomes using the modified McLaughlin technique were not ideal, with no recurrence, the patient seemed to be satisfied with this outcome. In conclusion, in neglected locked shoulder fracture-dislocations, the modified McLaughlin technique is a method that can respond to the pathophysiology by eliminating reverse Hill–Sachs lesion.
- ItemÇocuğun hastane ortamına hazırlanması(Eğiten Kitap, 2023) Sezgin, Esin; 230880Çocukluk dönemi, bireyin gelişiminde kritik bir aşamadır. Ancak, bazı durumlarda bu süreç, hastalıklar, patolojiler, ağrılı ve invaziv prosedürler, travmalar veya uzun süreli hastanede yatışlar gibi olumsuz olaylarla kesintiye uğrayabilir (Gordiona-Iáñez ve diğerleri, 2020). Özellikle erken çocukluk döneminde hastalık, hastane ziyareti ve hastaneye yatış çocuklar için korkutucu bir deneyimdir (Burns-Nader & Hernandez-Reif, 2016; Delvecchio ve diğerleri, 2019; Gültekin & Baran, 2005; Kaminski, Pellino & Wish, 2002; Jeyamurugan & Basak, 2020). Bu deneyim, çocuğun yaşı, bilişsel ve duygusal özellikleri, mizacı, önceki hastane deneyimleri, hastalığın algılanma şekli, bilinmezlik, ayrılıklara tepkiler, hastalığın etkileri gibi bir dizi faktörden etkilenebilir. Çocukların ebeveynlerinden, günlük rutinlerinden ve güvenli ev ortamından uzaklaşması, yaşam tarzlarında değişikliklerin ortaya çıkması, tanıdık olmayan görüntü, ses ve kişilerin varlığı, ağrı ve işlem korkusu, normal yaşamdan uzaklaşma hastanede yatan çocuklarda stres ve kaygıyı tetikleyebilir (Kaminski, Pellino & Wish 2002; Burns-Nader & Hernandez-Reif, 2016) ve hastaneye yatma ve tedavi görmeye bağlı olarak fiziksel ve duygusal zorluklar yaşayabilirler. Çocukların hastaneye yatışı sırasında ve sonrasında gösterdikleri tepkiler arasında endişe, regresyon, bağlanma sorunları, aşırı hareketlilik, yalnız kalmak isteği gibi davranışlar bulunmaktadır (Li ve diğerleri, 2016). Bu davranış problemlerinin azaltılması için çocukların ve ailelerinin hastaneye, tedaviye ve girişimlere hazırlanması önemlidir. Bu hazırlık sürecinde güven oluşturmak, çeşitli yöntem ve teknikler kullanarak bilgi vermek, duygularını ifade etmeye teşvik etmek ve başa çıkma becerilerini geliştirmek amaçlanır.
- ItemÇocuk edebiyatı eserlerinde yer alan arketiplerin incelenmesi(Esma Dumanlı Kadızade, 2023) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Arketip sözcüğünü psikoloji literatürüne kazandıran isim Carl Gustav Jung olmuştur. Zaman içerisinde, Jung’un, evrendeki varlıkların miktarı kadar, söylemiyle ifade ettiği arketipler üzerine birçok farklı tanım ve kategori oluşturulmuştur. Çocuk edebiyatı, arketipler için geniş bir çalışma alanı sunmaktadır. Çocuk edebiyatında yer alan edebi eserlerde basit bir dil kullanılmasına karşın yorumlamayla açığa çıkarılacak derin anlamlar bulunmaktadır. Bu araştırmada birçok farklı disiplinin üzerinde çalışmalar yürüttüğü ve son derece önemli görülen arketip kavramına yönelik yayınlanmış olan çalışmalar aracılığıyla çocuk edebiyatında arketip kavramını incelemek amaçlanmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden olan, doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama işlemi DergiPark veri tabanı üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamına 17 makale dahil edilmiştir. Elde edilen veriler doküman analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Arketip kavramını temel alarak çocuk edebiyatı eserlerini inceleyen çalışmaların; edebi eser türlerine, yayın yıllarına, incelemiş oldukları arketiplere, kolektif bilinçdışı kavramına yer verme durumlarına bakılmıştır. Yayınlanan makalelerin edebi türlerinin yalnızca masal ve öykü olduğu görülmüştür. İncelenen 17 makalede yer alan eserlerin 9’unun masal, 8’inin ise öykü olduğu tespit edilmiştir. Konu hakkında en yakın tarihli makalelerin 2022 yılında yayınlandığı ve bunların sayısının 3 olduğu görülmüştür. Bu alanda en fazla makale ise 5 makaleyle, 2021 yılında yayınlanmıştır. 2017, 2016, 2015, 2012, 2011 ve 2010 yıllarında konu hakkında makale yayınlanmamıştır. İncelenen makalelerde toplam 12 farklı çeşit arketipe ulaşılmıştır ve en sık ele alınan arketipin gölge arketipi olduğu tespit edilmiştir. Gölge arketipini sırasıyla, anne, yaşlı bilge, animus, kahraman, anima, persona, yeniden doğuş, baba, self, hilebaz ve asi arketipi takip etmiştir. İncelenen 17 makaleden 15’inde arketiplerin incelenmesinde önemli bir kavram olarak görülen kolektif bilinçdışı kavramı incelenmiş, 2’sinde ise kolektif bilinçdışı kavramı incelenmemiştir. Gelecekte çocuk edebiyatı alanında yapılacak olan çalışmalarda arketip kavramının masal ve öykü türünden farklı edebi türlerde de ele alınarak incelenmesinin literatürde tespit edilen bir eksikliğin giderilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Gelecekte, çocuk edebiyatı alanında yerli ve yabancı daha fazla edebi eserin incelenmesiyle de literatürdeki çeşitliliğin artırılmasına katkı sunulabilir.
- PublicationÇocuklar için kısa oyunlar 1(Nerka Grup, 2024-04) Mustafa, Esma; 392828"Kısa Oyunlar-1" çocuklar için tasarlanmış büyüleyici bir drama kitabıdır. Klasik öykülerden ve komik senaryolardan türetilmiş oyunlar içeren kitap, öğrencileri iletişimsel bir yaklaşımla İngilizce öğrenmeye teşvik etmek için değerli bir araç olarak hizmet eder. Her oyun tipik olarak 4 veya 5 karakter içerir ve tüm sınıfın aktif katılımına izin verir. Kitap, dilsel gelişimin ötesinde, destekleyici bir ortam yaratarak korkusuzca kendi kendine düşünmeyi teşvik eder. Her oyunun sonunda, düşündürücü sorular öğrencileri eğlenceli bir şekilde meşgul eder. Daha da önemlisi, oyunlar okuyuculara nezaket, yardımseverlik ve sıkı çalışmanın erdemlerini hatırlatarak anlamlı dersler veriyor. "Kısa Oyunlar" böylece sadece dil becerilerini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda önemli değerleri eğlenceli ve interaktif bir formatta aşılıyor.
- ItemComparison of clinical and radiological results of lateral retinacular release or lateral retinacular lengthening methods combined with medial retinaculum plication in patellofemoral instability(Cureus INC, 2022) Saylık, Murat; Bilgin, Yücel; Atıcı, TeomanIntroduction In this study, we aimed to compare the clinical and radiological results of patients who underwent medial retinaculum plication (MRP) combined with lateral retinacular release (LRR) or lateral retinacular lengthening (LRL) with the diagnosis of patellofemoral (PF) instability. Methods In our study, we retrospectively analyzed 75 knees of 75 adult patients (43 females and 32 males) who underwent MRP+LRR or MRP+LRL due to PF instability without osseous pathologies. Patients were divided into two groups (MRP+LRR and MRP+LRL) according to the surgical method. The clinical and radiological results of the two groups were compared. Results MRP+LRL surgery was performed on 45 knees and MRP+LRR surgery on 30 knees. The mean age was 26.5 (18-43) years. There was no significant difference between the two groups in the change in patellar lateral shift (PLS) (p=0.429) and congruence angle (CA) (p=0.218) values. However, there was a significant difference between the two groups in the change in patellar tilt angle (PTA) (p=0.009) and lateral patellofemoral angle (LPFA) (p<0.001) values. The change in PTA and LPFA values was higher in the MRP+LRL group. There was no significant difference between the two groups in terms of pre-operative and post-operative Lysholm knee scoring scale (p=0.205, p=0.228), Kujala pain scale (p=0.393, p=0.596), and Tegner activity level scale values (p=0.121, p=0.899). Conclusions MRP+LRR or MRP+LRL provided successful results for correcting the instability in PF instability without osseous pathologies such as patella alta, tibial tubercle-trochlear groove (TT-TG) dysplasia, trochlea dysplasia, genu valgus, and tibial-femoral torsion. While PTA and LPFA values improved more with the MRPLRL method, clinical results were similar in both methods.
- ItemComparison of the quality of life of mentally and physically disabled children and their healthy siblings(Hacettepe Üniversitesi, 2024-09) Kavlak, Erdoğan; Erdoğmuş, Server; Kavlak, Ebru; Yalçın, Gülay; 392815; 308202Purpose: It is known that the health-related quality of life of children with neurological problems is adversely affected. But these problems also have a negative impact on the whole family. This study was conducted to examine the quality of life of children with mental and physical disabilities and their healthy siblings. Material and Methods: 82 children with mental and physical disabilities between the ages of 2-18 and their healthy siblings were included in the study. The sociodemographic data of the participants were recorded. The Pediatric Quality of Life Inventory was used to measure health-related quality of life, and the Gross Motor Function Classification System was used to evaluate the gross motor functions of children with disabilities. Results: 82 (48 boys, 34 girls) mentally and physically disabled children with a mean age of 9.87±5.06 years and 82 (34 boys, 48 girls) healthy siblings with a mean age of 12.68±3.65 were included in the study. When the quality of life of mentally and physically disabled children was examined, it was seen that there was no significant difference between the two groups (p>0.05). There was no significant difference between the quality of life of the healthy siblings of mentally and physically disabled children (p>0.05). Discussion: It was observed that the quality of life of healthy siblings of mentally and physically disabled children was similarly affected. It should not be forgotten that the quality of life of their families and healthy siblings will also be adversely affected during the treatment process of disabled children.
- PublicationDeconstructing the language laws: Arundhati Roy’s linguistic strategies in The God of small things(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2023) Koç, Nesrin; Koç, NesrinArundhati Roy’s The God of Small Things (1997) is a story which portrays how things deemed to be the smallest are connected to, shaped, and constructed by the bigger discourses of history, colonialism, gender, caste, and religion which define the subject. With her linguistic strategies aiming at deconstruction of the language, Roy unveils how the voice of the subaltern is located on the margins of the dominant discourses, and therefore, listening to the subaltern’s voice requires dwelling on the alternative spaces of existence constructed by the subaltern. Estha’s refusal to speak, Ammu, Velutha and Rahel’s resistance to the laws that determine interpersonal relations and their use of the language of the body are among the significant examples of the mechanisms used by the subaltern to resist domination. By exploring Roy’s linguistic strategies through close reading and textual analysis of the silences and alternative linguistic positions of the postcolonial subject, who is further marginalised by gender, caste and religion, from a position that combines postcolonial theory with a Lacanian perspective, this study aims to highlight how Roy creates a unique linguistic expression through the subversive strategies she utilizes to disrupt hegemonic power structures and challenge the established norms of society, culture and language. Designing, constructing, deconstructing and reconstructing, as in the architectural profession in which she was trained, Roy transforms standard English into an effective tool of communicating the postcolonial subject’s experiences of subalternity.
- PublicationDoğuşundan ölümüne, yok oluşundan dirilişine yazar figürünün tarihsel değişimi(Bidge Yayınları, 2023) Koç, NesrinYazar figürü varlığı ve yokluğu etrafında şekillenen tartışmalar ile tarih boyunca edebiyatta önemli bir yer tutmuştur. Şüphesiz, bu tartışmaların en bilindik örneklerinden biri de Roland Barthes’ın “Yazarın Ölümü” denemesidir. Barthes’ın metni yaratan yazardan ziyade metnin kendisine yaptığı vurgu, metin okuma biçimlerini de kökten bir değişikliğe uğratmış, yazara karşı eleştirel bir tutum takınmış olan edebi teorilerin yaygın olarak benimsenmesi ile yazar metnin gerisine itilmiştir. Yine de yazar edebiyat dünyasında yazan kişi, yazman, karakter, Foucault açısından bir “işlev” ya da Barthes’ın deyimiyle “halıdaki figür” de olsa varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Postmodernizm ve post-postmodernizm ise “ölmüş” olan yazarı yeniden ön plana çıkarmıştır. Postmodernizm ve sonrasındaki dönem değerlendirildiğinde postmodern ironinin yerini post-postmodern içtenliğin, yapısökümün yerini ise yeniden yapılandırmacı yöntemin almasıyla yazar algısında bir değişim yaşandığı söylenebilir. Bu çalışma, yazarın doğuşu, ölümü ve yeniden dirilişi bağlamında tarih boyunca yazar tanımının geçirdiği değişimleri ele alarak yazarlık ve otorite arasındaki ilişkiyi incelemektedir.
- PublicationEnhancing reading strategies through literature selection in EFL classrooms(CV. Yudhistt Fateeh, 2024-04) Durak, Ayşegül; Yavuz, Fatih; 392831; 131069This study presents a detailed examination of how to enhance reading strategies with selected literary genres using the library research method. In addition to library resources, the information collection process has been monitored through various academic publications, articles and books, the data obtained has been analysed and the results have been evaluated. Discovering the efficacy of authentic texts demonstrates that it enhances reading comprehension and fosters the abilities of learners. The study also identifies key strategies such as skimming, scanning, guessing, and distinguishing implied and literal meaning strategies. These techniques play a significant role in learners’ capability of understanding authentic text. Drawing on theoretical frameworks, the study underscores the importance of integrating the strategies mentioned above into teaching reading to enrich deeper understanding and critical engagement with literature. As a result, using the selected strategies and literary sources can effectively equip EFL learners to understand the unknown parts of complex texts. Language acquisition and proficiency improvement in authentic text are facilitated by navigating.
- ItemEvolution of software development process from past to future: an important reflection of digital transformation(Maltepe University, 2023) Nizamoğlu, Yekta Buğrahan; Şahinaslan, Ender; Şahinaslan, Önder; 122635; Değer, Özkan; Çakallı, HüseyinThe software development process has undergone a great evolution from past to present. There is a rapid change from traditional software development methods to modern and innovative approaches. This change is an important re ection of digital transformation along with technological developments. Today, developments in many areas such as arti cial intelligence, machine learning, automatic code generation, smart test automation, low code development lead the change in the software development process. In the future, it is predicted that the software development process will evolve into faster, more reliable, exible and innovative methods with the impact of advanced technologies. This will a ect all environments that produce, operate and use the software and will cause radical changes in usage. In this study, the change and current situation of the software development process from past to present will be discussed. Predictions will be shared on how and in what way digital transformation and technological advances may a ect the process in the future.
- ItemFashioning the self in Jean Rhys’s voyage in the dark and good morning, midnight(Çankaya Üniversitesi, 2024-04) Koç, Nesrin; 13778Jean Rhys held a deep passion for fashion and stylish attire. Her perspective on fashion, as an instrument of adopting “a second skin” finds expression in her focus on fashioning the self, a recurring motif in Rhys’s oeuvre. The physical difficulty Rhys’s female characters, whose lives bear strong similarities to her own, have in obtaining fashionable clothes represents the broader struggles they go through as the objects of the patriarchal and colonial gaze, in their voyages through the physical and metaphorical darkness of urban spaces like Paris and London in the early 1900s. Focusing on two of these women, Anna of Voyage in the Dark and Sasha in Good Morning, Midnight, for whom fashionable clothing appears to be the only way of navigating the modern society which marginalizes them, this study explores Rhys’s multilayered portrayal of fashion as a reflection of the near impossibility of attaining a cohesive sense of self, mirroring the characters’ struggles in fashioning their inner and outer selves.