Sağlık Bilimleri Fakültesi
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Sağlık Bilimleri Fakültesi by Language "tr"
Now showing 1 - 11 of 11
Results Per Page
Sort Options
- ItemÇocuğun hastane ortamına hazırlanması(Eğiten Kitap, 2023) Sezgin, Esin; 230880Çocukluk dönemi, bireyin gelişiminde kritik bir aşamadır. Ancak, bazı durumlarda bu süreç, hastalıklar, patolojiler, ağrılı ve invaziv prosedürler, travmalar veya uzun süreli hastanede yatışlar gibi olumsuz olaylarla kesintiye uğrayabilir (Gordiona-Iáñez ve diğerleri, 2020). Özellikle erken çocukluk döneminde hastalık, hastane ziyareti ve hastaneye yatış çocuklar için korkutucu bir deneyimdir (Burns-Nader & Hernandez-Reif, 2016; Delvecchio ve diğerleri, 2019; Gültekin & Baran, 2005; Kaminski, Pellino & Wish, 2002; Jeyamurugan & Basak, 2020). Bu deneyim, çocuğun yaşı, bilişsel ve duygusal özellikleri, mizacı, önceki hastane deneyimleri, hastalığın algılanma şekli, bilinmezlik, ayrılıklara tepkiler, hastalığın etkileri gibi bir dizi faktörden etkilenebilir. Çocukların ebeveynlerinden, günlük rutinlerinden ve güvenli ev ortamından uzaklaşması, yaşam tarzlarında değişikliklerin ortaya çıkması, tanıdık olmayan görüntü, ses ve kişilerin varlığı, ağrı ve işlem korkusu, normal yaşamdan uzaklaşma hastanede yatan çocuklarda stres ve kaygıyı tetikleyebilir (Kaminski, Pellino & Wish 2002; Burns-Nader & Hernandez-Reif, 2016) ve hastaneye yatma ve tedavi görmeye bağlı olarak fiziksel ve duygusal zorluklar yaşayabilirler. Çocukların hastaneye yatışı sırasında ve sonrasında gösterdikleri tepkiler arasında endişe, regresyon, bağlanma sorunları, aşırı hareketlilik, yalnız kalmak isteği gibi davranışlar bulunmaktadır (Li ve diğerleri, 2016). Bu davranış problemlerinin azaltılması için çocukların ve ailelerinin hastaneye, tedaviye ve girişimlere hazırlanması önemlidir. Bu hazırlık sürecinde güven oluşturmak, çeşitli yöntem ve teknikler kullanarak bilgi vermek, duygularını ifade etmeye teşvik etmek ve başa çıkma becerilerini geliştirmek amaçlanır.
- ItemÇocuk edebiyatı eserlerinde yer alan arketiplerin incelenmesi(Esma Dumanlı Kadızade, 2023) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Arketip sözcüğünü psikoloji literatürüne kazandıran isim Carl Gustav Jung olmuştur. Zaman içerisinde, Jung’un, evrendeki varlıkların miktarı kadar, söylemiyle ifade ettiği arketipler üzerine birçok farklı tanım ve kategori oluşturulmuştur. Çocuk edebiyatı, arketipler için geniş bir çalışma alanı sunmaktadır. Çocuk edebiyatında yer alan edebi eserlerde basit bir dil kullanılmasına karşın yorumlamayla açığa çıkarılacak derin anlamlar bulunmaktadır. Bu araştırmada birçok farklı disiplinin üzerinde çalışmalar yürüttüğü ve son derece önemli görülen arketip kavramına yönelik yayınlanmış olan çalışmalar aracılığıyla çocuk edebiyatında arketip kavramını incelemek amaçlanmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden olan, doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama işlemi DergiPark veri tabanı üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamına 17 makale dahil edilmiştir. Elde edilen veriler doküman analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Arketip kavramını temel alarak çocuk edebiyatı eserlerini inceleyen çalışmaların; edebi eser türlerine, yayın yıllarına, incelemiş oldukları arketiplere, kolektif bilinçdışı kavramına yer verme durumlarına bakılmıştır. Yayınlanan makalelerin edebi türlerinin yalnızca masal ve öykü olduğu görülmüştür. İncelenen 17 makalede yer alan eserlerin 9’unun masal, 8’inin ise öykü olduğu tespit edilmiştir. Konu hakkında en yakın tarihli makalelerin 2022 yılında yayınlandığı ve bunların sayısının 3 olduğu görülmüştür. Bu alanda en fazla makale ise 5 makaleyle, 2021 yılında yayınlanmıştır. 2017, 2016, 2015, 2012, 2011 ve 2010 yıllarında konu hakkında makale yayınlanmamıştır. İncelenen makalelerde toplam 12 farklı çeşit arketipe ulaşılmıştır ve en sık ele alınan arketipin gölge arketipi olduğu tespit edilmiştir. Gölge arketipini sırasıyla, anne, yaşlı bilge, animus, kahraman, anima, persona, yeniden doğuş, baba, self, hilebaz ve asi arketipi takip etmiştir. İncelenen 17 makaleden 15’inde arketiplerin incelenmesinde önemli bir kavram olarak görülen kolektif bilinçdışı kavramı incelenmiş, 2’sinde ise kolektif bilinçdışı kavramı incelenmemiştir. Gelecekte çocuk edebiyatı alanında yapılacak olan çalışmalarda arketip kavramının masal ve öykü türünden farklı edebi türlerde de ele alınarak incelenmesinin literatürde tespit edilen bir eksikliğin giderilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Gelecekte, çocuk edebiyatı alanında yerli ve yabancı daha fazla edebi eserin incelenmesiyle de literatürdeki çeşitliliğin artırılmasına katkı sunulabilir.
- ItemHemşirelik öğrencilerinin organ bağışı ve transplantasyon konusundaki bilgi ve tutumlarının belirlenmesi(Türkiye Tabipleri Birliği, 2023) Tekin, Yasemin Eda; Güneş, Ayşegül; 292320Giriş: Organ nakli alanında büyük gelişmeler yaşanmasına rağmen uzun yıllardır tüm dünyada organ bağışı sayıları istenen düzeye getirilememiştir. Geleceğin sağlık profesyonelleri olan hemşirelik öğrencilerinin bu konudaki bilgi ve tutumları, organ bağışı konusunda hasta ve yakınlarının farkındalığının artırılması açısından önemlidir. Amaç: Bu çalışmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinin organ bağışı ve transplantasyon konusundaki bilgi ve tutumlarını belirlemektir. Gereç-Yöntem: Bu araştırma 257 hemşirelik öğrencisi üzerinde tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafında hazırlanan “Organ Bağışına Yönelik Davranış ve Tutum Belirleme Formu” ve “Organ-Doku Bağışı ve Transplantasyon Bilgi Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde frekans, ortalama, yüzde, standart sapma ve Tukey testi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %84,4’ü organ bağışında bulunmak istediğini belirmektedir. Öğrencilerin çoğunluğu toplumun organ bağışı konusunda yeterince bilgilendirilmediğini düşündüğünü, %60,3’ü ülkemizde organ bağışı yapacak kişilerin haklarının yasalarla katı şekilde korunduğuna inanmadığını, yalnızca %24,0’ü okul eğitimi sırasında bilgi edindiğini belirtmiştir. Öğrencilerin %84,8’i karşı cinsten bir kişiye organını bağışlamak istemediğini belirtmiştir. “Organ-Doku Nakli ve Transplantasyon Bilgi Ölçeği” puan ortalaması 12,9±2,4, “Donör özellikleri” alt boyutu puan ortalaması 3,5±0,9, “Organ bağışı ile ilgili legal, etik ve medikal süreç” alt boyutu puan ortalaması 9,4±1,9’dir. Organ bağışında bulunmak isteyen öğrencilerin ve organ bağışında bulunmayı isteyenlerin ölçek toplam puanı anlamlı olarak daha yüksektir (p<0,05). Sonuç: Çalışmada öğrencilerin bilgi seviyesi organ bağışında bulunmak isteme durumunu etkilemektedir. Hemşirelik öğrencilerinin bu konudaki bilgi düzeyi artırılarak organ bağışı desteklenmelidir.
- ItemKronik psikiyatri hastasının bakım vereni olmak: psikolojik dayanıklılığı nasıl etkiliyor?(2023-10) Erkuş, Şeyma; Babacan Gümüş, Aysun; 372023Kronik psikiyatri hastasına bakım vermek bakım verenlere fiziksel, duygusal, sosyal ve ekonomik alanlarda yük getirmektedir. Psikolojik dayanıklılık, bakım verenlerin bakım verme sürecinde karşılaştığı zorluklarla başarılı bir şekilde mücadele edebilmesini sağlar. Kronik psikiyatri hastasının bakım vereni olmak, psikolojik dayanıklılığı etkileyen bir risk faktörü olsa da psikolojik dayanıklılık geliştirilebilir bir özelliğe sahiptir. Bakım verenlerde psikolojik dayanıklılığın incelenmesi, psikolojik dayanıklılığı geliştirmeye yönelik müdahale programlarının planlanması ve uygulanması açısından önemlidir.
- ItemKronik ruhsal bozukluğu olan bireylere bakım verenlerde umut: bakım veren özellikleri açısından bir inceleme(Dalya, 2023-10) Erkuş, Şeyma; Babacan Gümüş, Aysun; 372023Kronik ruhsal bozukluğu olan bireylere bakım verenler, bakım verme sürecinde pek çok zorlukla karşılaşmaktadır. Bu zorluklarla mücadele etmek bakım verenleri ruhsal hastalıklara yatkın hale getirmektedir. Yaşanılan stres bakım verenlerin umut düzeylerini olumsuz yönde etkilemektedir. Umut, bakım verenlere stres verici yaşantılarla baş edebileceği konusunda güç verir. Bakım verenlerin amaç belirlemesini, amacına ulaşmak için harekete geçmesini ve zorluklarla karşılaştığında alternatif yollar aramasını sağlar. Umut, bakım verenlerin bu zorlu süreçte güçlü kalabilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bakım verenlerde umudun geliştirilmesi bakım verdiği hastaların da umut geliştirmesinde, tedaviye uyumlarının artmasında ve bakım verme deneyiminin olumlu yanlarının keşfedilmesinde etkili olacaktır. Bakım verme deneyimi ne kadar zorlu olsa da bakım verenlerin kendilerine has özellikleri de umutlarının yüksek olmasında etkili olmaktadır. Bu araştırmanın yapılması bakım verenlerin umut düzeyinin ve umudu etkileyen bakım veren özelliklerinin ortaya çıkarılması açısından önemlidir.
- ItemMadde kullanım bozukluğu olan hastalarda çözüm odaklı terapinin psikososyal sorunların azaltılmasına etkisi: sistematik derleme(Erkan Mor, 2024-10) Erkuş, Şeyma; Babaoğlu, Elçin; 372023This systematic review aims to assess the impact of solution-focused therapy (SFT) on mitigating psychosocial issues among patients with substance use disorder. A comprehensive literature search was conducted using databases including PsycInfo, SpringerLink, Cochrane, PubMed, ProQuest, Science Direct, Networked Digital Library of Theses and Dissertations (NDLTD), and ULAKBIM. Articles published within the past decade in English were included, with search terms comprising “substance use disorder,” “solution-focused therapy,” and related combinations. After screening titles and abstracts, eight studies—four randomized controlled trials and four non-randomized studies—met the inclusion criteria and were included in the review. Findings suggest that SFT has a beneficial effect on reducing psychosocial challenges in substance use disorder patients. SFT demonstrated efficacy in alleviating symptom distress, interpersonal relationship issues, social role dysfunction, impulsivity, well-being deficits, and addiction-related symptoms. Additionally, it was found to support recovery processes, enhance self-efficacy, foster an internal locus of control, and reduce trauma and anxiety symptoms. SFT was administered in individual or group formats, with session durations ranging from 30 to 90 minutes, delivered either twice weekly or biweekly over 1 to 12 sessions. Subjective measures assessing psychosocial outcomes were predominantly used across studies to evaluate the impact of SFT. The review highlights the need for more randomized controlled trials to further validate the effectiveness of SFT in this population.
- ItemNörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde k vitamininin potansiyel rolü(Hatiboğlu Yayıncılık, 2024) Tuna, Tuğba; Ayaz, Aylin; 336342; Muhittin, Tayfur
- ItemRinoplastide ödem, ekimoz ve ağrının önlenmesinde soğuk uygulama(Yaz Yayınları, 2023-12) Tekin, Yasemin Eda; 292320; Karabulut, ŞahinÖdem, ekimoz ve ağrı rinoplastinin en sık görülen vebeklenen komplikasyonlarıdır. Ancak bu hastaların estetik kaygılarının yüksek olması ve çoğunluğunun genç olması sebebiyle, ameliyat sonrasında ödem, ekimoz ve ağrı oluşumu hastanın beden imajını ve estetik kaygıları olumsuz etkiler, iyileşme durumunu yavaşlatır, hastada stres yaratarak konfor üzerinde olumsuz etki yaratır. Tüm bu durumların esas nedeni genellikle ameliyat esnasındaki kanamadır (Hanci ve ark., 2020; Shin, Lim, Yun, ve Park, 2009; Yücel, 2005; Glass, Waterhouse ve Shakib, 2016; Rostami ve ark., 2020). Göz kapağı ödemi; burundaki yumuşak ve sert dokular ile paranazal bölgelerin travması ve manüplasyonu sebebiyle gelişir (Gutierrez ve Wuesthoff, 2012). Ameliyat sonrası ödem, vücudun doku travmasına verdiği enflamatuvar yanıt sonucu gelişir, özellikle ilk 24 saatte görmede azalmaya neden olurken, iyileşmenin yavaşlamasına yol açar. Hastanın sosyal ve iş ile ilişkili anksiyete yaşamasına ve memnuniyetsizliğinin artmasına neden olur (Taşkın ve ark., 2011; Gutierrez ve Wuesthoff, 2012; Gürlek, Fariz, Aydoğan, Ersöz-Öztürk ve Evans, 2009).
- ItemŞeker portakalı serisinin on kök değer kapsamında incelenmesi(Gazi Üniversitesi, 2023) Musuloğlu, Büşra Nur; Çelik, Beyza; Sezgin, Esin; Daltaban, Tuba; 230880Değerler, toplumsal yaşamın sürdürülmesinde önemli olan yargılardır. Toplumlar birlik ve beraberliklerini sürdürmek için bu değerleri gelecek kuşaklara aktarırlar. Bu değerler çocuklara aktarılırken kullanılan kaynaklardan biri de edebi eserlerdir. Bu çalışmanın amacı, Millî Eğitim Bakanlığının on kök değer ve bu değerlere ilişkin tutum ve davranışlar sınıflandırmasına göre Jose Mauro De Vasconcelos’un Şeker Portakalı serisini oluşturan Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve Delifişek romanlarını değerlendirmektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden temel nitel desen kullanılmış, verilerin analizinde ise betimsel analiz yönteminden yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda Şeker Portakalı serisinde, sevgi, dostluk ve sabır kök değerlerinin en fazla kullanılan kök değerler olduğu, en az yer alan kök değerlerin ise öz denetim, saygı, sorumluluk ve adalet olduğu görülmektedir. Çalışmanın sonucunda serinin kök değerlerin aktarımında etkili ve değerlere ilişkili tutum ve davranışları kazanımda fayda sağlayacak nitelikte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- ItemTRT çocuk şarkılarının MEB okul öncesi eğitim programı kazanımlarına uygunluğunun incelenmesi(Temel Eğitim Derneği, 2024) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Müzikler, çocukların gelişim alanlarının tamamını destekleyen, estetik algıyı geliştiren, özsaygıyı artıran ve yaratıcılığı ortaya çıkartan son derece önemli kaynaklardır. Okul öncesi dönemde müzik etkinlikleri içerisinde, şarkı söyleme, ses dinleme, sesleri ayırt etme, ritim, müzikli öykü ve dans gibi etkinlikler yer almaktadır. Bu çalışma, TRT çocuk şarkılarının MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı kazanımlarına uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, TRT Çocuk resmî web sayfasında yer alan 68 şarkı doküman analizi yöntemi ile incelenmiş ve içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda incelenen şarkılarda kazanımları destekleyen toplamda 1207 örneğe rastlanmıştır. Dil gelişimi alanında yer alan kazanımları destekleyen 593 örneğe rastlanırken bilişsel gelişim alanını destekleyen 253, sosyal ve duygusal gelişim alanını destekleyen 173, motor gelişim alanını destekleyen 149 ve öz bakım becerisi alanını destekleyen 39 örneğe rastlanmıştır Şarkılarda en çok desteklenen kazanımın, 68 şarkının tamamını desteklemesiyle motor gelişim kazanım 5, olduğu görülmüştür. Bu kazanımı 68 şarkının 67’sini desteklemesiyle dil gelişimi kazanım 1’in izlediği tespit edilmiştir. TRT çocuk şarkılarında, bilişsel gelişim kazanım 14, 20 ve 21, sosyal- duygusal gelişim alanında kazanım 11 ve 14’ü destekleyen örnek ifadelere rastlanamamıştır. İncelenen 68 şarkıda bu 5 kazanım haricinde, tüm kazanımları destekleyen ifade örneklerine rastlanmıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda, TRT çocuk şarkılarında, MEB 2013 Okul öncesi eğitim programını destekleyen çok sayıda ifadenin yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ailelere ve alanda çalışan eğitimcilere çocuklarla uygulayacakları etkinliklerde TRT Çocuk şarkılarına başvurması tavsiye edilebilir.
- ItemYoğun bakım hemşirelerinin yaşam sonu bakıma yönelik algıladıkları engellerin ve destekleyici davranışların belirlenmesi(Hacettepe Üniversitesi, 2023-12) Ağgün Yavuz, Güler; Sarmasoğlu Kılıkçıer, Şenay; 167438Amaç: Bu araştırmanın amacı yoğun bakım hemşirelerinin yaşam sonu bakım sunarken algıladıkları en önemli engellerin ve destekleyici davranışların belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma kesitsel tanımlayıcı türde olup, evrenini Ankara Şehir Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesinde çalışan 278 hemşire oluşturmuştur. Bulgular: Yoğun bakım ünitesi hemşirelerinin yaşam sonu bakım sunmaya yönelik algıladıkları en önemli ilk üç engel: “Hastanın kötü prognozunun aile bireylerince kabullenilmemesi”, “Hastanın ölüm anında aile üyelerinin onunla olmaması” ve “Aile bireylerince yaşam kurtarıcı tedbirler ile etkilerinin anlamının bilinmemesi” iken; algıladıkları en önemli ilk üç destekleyici davranış: “Hastanın ölümünden sonra aile üyeleriyle hekimlerin görüşmesi”, “Aile üyeleri tarafından imzalatılacak olan tüm evrakların sağlık çalışanı tarafınca üniteden ayrılmadan hazırlanması” ve “Hastanın ölümünden etkilenen hemşirenin bir süreliğine ayrılması durumunda diğer hastalar için hemşirelerin sorumluluklarını yerine getirmesi” olarak belirlenmiştir. Sonuç: Yoğun bakım ünitesi hemşireleri tarafından yaşam sonu bakım sunmaya yönelik algılanan en önemli engeller hastaların aileleri ile ilgili olup, algılanan en önemli destekleyici davranışlar ise sağlık çalışanları ile ilgilidir. Ailelere hastalarının kötü prognozunu kabul etmelerini kolaylaştırıcı (psikolojik destek vb.) olanakların sunulması ve hekimlerin yaptıkları bilgilendirmeyi sağlayan koşulların anlaşılmasına ve devamlılığının sağlanmasına yönelik araştırmaların yapılması önerilmektedir.