Browsing by Access Type "Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States"
Now showing 1 - 12 of 12
Results Per Page
Sort Options
- Item2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi dış mekân reklamı ve kampanya çalışmalarının grafik tasarım açısından genel bir değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-11) Yılmaz, İbrahim; Ayçe, Mehmet Taragay; 21436Siyasi reklam; siyasi parti adaylarının tanıtılması ile adayın siyasi kimliği hususunda seçmeni ikna etme ve tanıtım araçlarının etkili bir şekilde kullanılması aracılığıyla yapılan bir iletişim yöntemidir. Bu süreç adayların mesajlarını doğrudan seçmene iletmelerine ve siyasi tartışmaları etkilemelerine olanak tanıyan bir tür kampanya biçiminden oluşur. Seçimi kazanmak, en iyi aday olmak veya en iyi fikirlere sahip olmaktan çok daha fazlasını içerir. Adaylar, çeşitli medya türlerinde reklam yayınlayarak isim bilinirliği oluşturabilir, önemli konuları vurgulayabilir ve rakiplerinin eksikliklerini topluma yansıtabilirler. Günümüzde seçim reklamları ve kampanya harcamaları daha çok çevrimiçi platformlara yönelmiş olsa da siyasette hâlâ dış mekân reklam çalışmalarına marka bilinirliği ve görünürlüğü açısından büyük ölçüde devam edilmektedir. Dış mekân reklamcılığı diğer reklam biçimlerinden daha fazla kişiye hitap eder ve insanların zihninde diğer tüm medya araçlarından daha çok önem verilmektedir. Dünya reklam tasarımcıları arasında gerilla reklamcılık olarak da bilinen dış mekân reklamcılığı, insanların aniden karşılarına çıkması ve kitleleri harekete geçirmesinde etkili olmasıyla da grafik tasarım ve reklamcılık alanındaki yerini almıştır. Bu araştırmanın amacı 2023 seçimlerindeki reklam afişlerinin tasarım açısından gelişim ve değişimlerini incelemektir. Bu seçim gerek toplumsal gerek siyasal olarak Türkiye’de bulunan siyasi görüşler açısından iki farklı gurubu temsil etmiştir. Her ne kadar Türk toplumu arasında olsa da seçimlerde kullanılan argümanlar seçimlerin tanıtım çalışmalarında büyük farklı söylemlerin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu araştırma seçilen siyasi kampanya afişlerinde yer alan görsellerin tipografik ve grafiksel bakımdan özelliklerinin belirlemesi ve incelemesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, siyasi kampanya afişlerinin siyasi adayların oy toplamak için kullandıkları temel görsel iletişim araçları olarak nasıl işlev gördüğü incelenmiştir. Grafiksel olarak siyasi kampanya afişlerinde, anlam ifade eden çeşitli renkler, resimler yanında, illüstrasyonlar da kullanılmıştır. Çeşitli siyasi partilerin farklı politik yaklaşımları olmasına rağmen bu seçimde siyasi görüşlerin belirgin söylemleri afiş tasarımlarını da önemli ölçüde etkilemiştir.
- ItemA simple magnetic resonance scoring system for predicting suitability for primary anterior cruciate ligament repair(Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, 2024-08) Kılızay, Yusuf Onur; Erdoğmuş Gülcan, Server; Yılmaz, Hazal Berfin; Yalçın, Gülay; 334080; 392815; 202217; 308202Objective: This study developed a simple magnetic resonance imaging (MRI) scoring method to assess the suitability of the anterior cruciate ligament (ACL) remnant for primary repair and aimed to test the success of this scoring method on operative images of patients undergoing early ACL surgery. Methods: The video-recorded operative images of patients who underwent ACL reconstruction and the MRI images of the same patients taken in our hospital were retrieved from the hospital archive. Two surgeons evaluated whether the ACL could be primarily repaired on the video images recorded during the operation. Magnetic resonance primary repairability (MPR) scores and repairability status on video images were compared. Results: The mean age of the patients was 30.4 ± 8.6 years. The evaluation of remnant size on MRI showed moderate agreement between observers (P < .001, Cohen’s kappa = 0.605). The assessment of the repairability score based on MRI and video observation demonstrated substantial agreement between observers (P < .001, Cohen’s kappa = 0.743 and P < .001, Cohen’s kappa = 0.762, respectively). Conclusion: The MR primary repairability score (MPR score) is suitable for use in the decision-making process for the primary repair of the ACL.
- ItemComparison of the quality of life of mentally and physically disabled children and their healthy siblings(Hacettepe Üniversitesi, 2024-09) Kavlak, Erdoğan; Erdoğmuş, Server; Kavlak, Ebru; Yalçın, Gülay; 392815; 308202Purpose: It is known that the health-related quality of life of children with neurological problems is adversely affected. But these problems also have a negative impact on the whole family. This study was conducted to examine the quality of life of children with mental and physical disabilities and their healthy siblings. Material and Methods: 82 children with mental and physical disabilities between the ages of 2-18 and their healthy siblings were included in the study. The sociodemographic data of the participants were recorded. The Pediatric Quality of Life Inventory was used to measure health-related quality of life, and the Gross Motor Function Classification System was used to evaluate the gross motor functions of children with disabilities. Results: 82 (48 boys, 34 girls) mentally and physically disabled children with a mean age of 9.87±5.06 years and 82 (34 boys, 48 girls) healthy siblings with a mean age of 12.68±3.65 were included in the study. When the quality of life of mentally and physically disabled children was examined, it was seen that there was no significant difference between the two groups (p>0.05). There was no significant difference between the quality of life of the healthy siblings of mentally and physically disabled children (p>0.05). Discussion: It was observed that the quality of life of healthy siblings of mentally and physically disabled children was similarly affected. It should not be forgotten that the quality of life of their families and healthy siblings will also be adversely affected during the treatment process of disabled children.
- ItemHow close are interprofessional debriefers to meet the INACSL standards of debriefing practices? a qualitative study(2023-12) Özata, Kevser; Caz, Büşra; Sarmasoğlu Kılıkçıer, Şenay; 167438Aim: This study aims to determine whether the debriefings performed by different health professions for nearly a decade meet the INACSL standards of best debriefing practices. Methods: In order for learning to occur in simulation, there must be a adequate debriefing session. An adequate debriefing should be based on the criteria described in the standards of best practices published by the International Nursing Association for Clinical Simulation and Learning (INACSL). A high quality, adequate, and effective debriefing must be carried out in accordance with each standard. Results: Most of the debriefers are female. Over half had two years or less experience with simulation, and a quarter had training in simulation or debriefing. The results are presented in five contexts (Competent Debriefer, Environment, Effective Debriefing, Theoretical Framework, and Objectives and Outcomes.), which conform to the four standards covered by the INACSL standards of best practices. Conclusions: Except for the feedback, the debriefings do not meet the INACSL standards of best practices. However, the debriefers are aware of the importance of debriefing and are willing to improve their skills. Most of the debriefers have learned debriefing from observation or the literature. With this study, it was ensured that debriefers gained awareness in terms of INACSL standards. At the same time, this study will also provide awareness about the standards for the literature.
- ItemLojistik depolarda sipariş toplama ve konumlandırmaya yönelik yenilikçi bir yaklaşım(Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2023) Şahinaslan, Önder; Karataş, Ceyhun; Şahinaslan, Ender; 122635Amaç: Uluslararası bir lojistik deponun verimliliğini artırmaya katkı sağlamak için depo dolaşım mesafesini kısaltacak yenilikçi ve etkin bir konumlandırma yönteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: 1.239.545 adet ham depo verisi uzman ekiplerin desteği ile analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Makine öğrenimi algoritmalarının depo konumlarının belirlenmesinde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Dolaşım hızı ve anahtar değer hesaplamasına dayalı olarak alternatif bir konumlandırma çözümü geliştirilmiştir. Statik olarak beş farklı bölgeye ayrılan sahada uygulamalı testler yapılmıştır. Önerilen yöntemin etkinliği, bilinen konumlandırma yöntemleriyle karşılaştırılmıştır. Bulgular: Öğrenme algoritmalarının başarı oranları (%54-%64) uzman ekipler tarafından yeterli bulunmamıştır. Geliştirilen çözümde ürünleri doğru yere yerleştirme başarı oranı %90,93 olmuştur. Bir aylık gözlem sonucunda depo giriş çıkış işlemlerinde kat edilen mesafe yaklaşık 880 km kısalmış, depo doluluk oranı %54,07'den %55,68'e yükselmiştir. Elde edilen sonuçlar önerilen yöntemin etkinliğini göstermektedir. Özgünlük: Depo yerleşim yüzdeleri ve dolaşım mesafelerinde önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bilinen diğer yöntemlere göre daha etkili ve yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Bölge sınırı olmayan dinamik, verimli ve başarılı yapısıyla farklı depolarda uygulanabilir özgünlüktedir. Gerçek depo verilerine ve uzman görüşlerine dayalı olarak oluşturulması literatüre eşsiz bir katkı sağlamaktadır.
- ItemPrognostic value of the leuko-glycemic index in coronary chronic total occlusion patients(Prusa Medikal Yayıncılık, 2023) Peker, Tezcan; Özbek, Mehmet; Boyraz, Bedrettin; Aslan, Selen Filiz; Demir, Muhammed; Aslan, Burhan; 313898Objectives: Inflammation parameters are related to the prevalence and mortality of coronary artery disease (CAD). We aimed to evaluate the prognostic value of the leuko-glycemic index (LGI) and determine mortality in patients with chronic coronary total occlusion (CTO). Methods: A total of 546 patients were evaluated in the study. All-cause death was the primary endpoint. The leuko-glycemic index was calculated from the blood samples at admission and patients were divided into 3 groups according to their LGI levels. Kaplan-Meier survival curves were performed and logistic regression analyses was used for all multivariable analysis. Results: The mean age of the study population was 63.1 ± 11.1 years and 70.3% were male. Median follow-up time 58.2 ± 22.4 months. The mortality rate was 33.6% in the high LGI group and significantly higher compared to the other group. In multivariable analysis, LGI (OR: 1.05, 95% CI: 1,0-1.2; p = 0.02) and age (OR: 1.07, 95% CI: 1.04-1.11; p = 0.001) were found as predictors of all-cause death. Conclusions: The study revealed that high LGI is associated with all-cause death in CTO patients and LGI was a predictor of all-cause death.
- ItemSağlık çalışanları etik kodlar ölçeği: bir ölçek geliştirme çalışması(İstanbul Gelişim Üniversitesi, 2024-07) Tamer, Gülay; Ünsal Jafarov, Gülşah; Boz, Dursun; Tetik, Gözde; Oktay, Semanur; 331826Amaç: Bu çalışmanın amacı, sağlık çalışanlarının karşılaştıkları etik sorunlara odaklanmalarına yardımcı olan beklentileri ve temel ilkeleri açıklamak için bir ölçme aracı geliştirmektir. Yöntem: Sağlık Çalışanları Etik Kodlar Ölçeği’nin (SÇEKÖ) geliştirilmesinde, ilgili alanyazın taranmış, çalışmalar irdelenerek ölçek maddeleri oluşturulmuş ve sonrasında uzman görüşleri alınmıştır. Uzman görüşleri doğrultusunda yapılan düzenlemeler ve 442 sağlık çalışanı ile yapılan 3 ayrı pilot çalışma sonrasında 29 madde ve 5 alt faktörden oluşan SÇEKÖ’nin geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 23 ve AMOS 18 paket programı ile analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlık çalışanları etik kodlar ölçeği ifadelerinin yük değerleri 0,972 ila 0,501 arasında değişmektedir. Ölçekte bulunan 5 faktörlü yapıyla toplam varyansın %76,724 olduğu belirlenmiştir. Ölçeğe ait Cronbach’s Alpha katsayısı 0,902 sonucu ile çok iyi olduğu belirlenmiştir. Ölçekteki faktörlerin isimleri; hasta hakları ve mahremiyet (10 ifadeli), mesleki özen (9 ifadeli), dayanışma (3 ifadeli), etik ikilem (3 ifadeli), adalet ve eşitlik (4 ifadeli) olarak çalışma ekibi tarafından isimlendirilmiştir. Sonuç: Geliştirilen SÇEKÖ’nin sağlık çalışanlarının etik sorunlara odaklanmalarına yardımcı olan beklenti ve temel ilkeleri ölçme noktasında güvenilir bir araç olarak kullanılabileceğine karar verilmiştir.
- ItemShort-term prognostic value of the culprit-SYNTAX score in patients with acute myocardial infarction(MDPI, 2023) Peker, Tezcan; Boyraz, Bedrettin; 313898Background: The SYNergy between Percutaneous Coronary Intervention with TAXus and Cardiac Surgery (SYNTAX) score is a scoring system that helps to decide on surgery or percutaneous coronary intervention (PCI) in patients with acute myocardial infarction (MI), and studies are showing the prognostic value of this scoring system in both MI and coronary artery disease patients undergoing PCI. In acute coronary syndrome (ACS) patients, the infarct-related artery and the complexity of the lesions are also important in terms of mortality and morbidity. Our study aimed to determine the prognostic value of the culprit vessel’s SYNTAX score (cul-SS) in patients presenting with MI. Methods: In our study, 1284 patients presenting with MI were analyzed retrospectively. The SYNTAX scores and cul-SS of the patients were calculated. In-hospital and 30-day deaths and major complications were accepted as primary outcomes. The SYNTAX scores and cul-SS were compared in terms of predicting primary outcomes. Conclusions: Major complications were observed in 36 (2.8%) patients, death in 42 (3.3%) patients, and stent thrombosis in 24 (1.9%) patients. The area under the curves for SYNTAX and cul-SS for predicting primary outcomes is 0.64 and 0.68 (p = 0.026), respectively. Cul-SS was as successful as the SYNTAX score in predicting stent thrombosis and was superior in predicting short-term death and major complications.
- ItemThe mediating role of emotion lability and emotion regulation in the relationship between social-emotional adaptation with behavior regulation and social skills among preschool children(Muhammed Yıldız, 2023-12) Sezgin, Esin; Bilge, Yıldız; Çelik, Burçin; Sevuk, Esma Nur; 230880Self-regulation is defined as an individual's ability to control and regulate their own behavior; this skill, forming the foundation of social adjustment, influences one's ability to interact with their environment and manage relationships. Emotion regulation, on the other hand, involves the ability to manage emotional responses and is believed to establish a critical connection between social adjustment and self-regulation. In this study, the aim is to determine the mediating role of emotion regulation in the relationship between behavioral regulation, social skills, and social-emotional adjustment skills using two different models.The study included a total of 216 children aged 5 and 6. Data were collected using the Socio-Demographic Information Form, Emotion Regulation Scale (ERS), Child Behavior Rating Scale (CBRS), and Marmara Social-Emotional Adaptation Scale (MSEAS). When socio-demographic variables were evaluated in terms of social competence and social-emotional adjustment scores according to gender, significant differences were found in favor of girls. Significant differences were also found in favor of children with working mothers when evaluated based on the mother's employment status. There were moderate significant correlations found between emotion regulation, child behavior assessment, and social-emotional adjustment. According to the mediation analyses, there was a partial mediating effect of emotion variability/negativity and emotion regulation in the relationship between behavior regulation and social-emotional adjustment. Similarly, there was a partial mediating effect of emotion variability/negativity and emotion regulation in the relationship between social competence and social-emotional adjustment. It is thought that the finding that children's emotion regulation and emotion variability/negativity mediate the relationship between social-emotional adjustment, social competence, and behavior regulation will contribute to the literature.
- ItemThe role of advanced glycation end-product levels measured by skin autofluorescence in the development of mitral annular calcification(MDPI, 2023) Boyraz, Bedrettin; Peker, Tezcan; 313898As a person ages, mitral annular calcification develops in the mitral annulus with increasing frequency. Lipid deposition, inflammation, and aging-related degeneration have been cited as potential causes of this pathophysiology, though there is currently no conclusive evidence to support this. AGEs accumulate in tissues due to the glycation of proteins and lipids, increasing the release of proinflammatory cytokines secondary to oxidative stress through the AGE receptor. The AGE levels increase in diabetic microvascular complications and degenerative aortic valve disease. Our study was planned prospectively as a case–control study involving 94 MAC-positive patients and 94 MAC-negative patients. The demographics, echocardiographic data and AGE levels of the patients were measured and recorded using the skin autofluorescence method. AGE levels were significantly higher in the MAC-positive patient group (3.2 vs. 2.7; p < 0.001). The AGE levels were observed as an independent predictor of MAC development in a regression analysis (OR: 8.05, 95% CI: 3.74–17.33, p < 0.001). In a ROC-curve analysis, the AUC was 0.79 (95% CI: 0.72–0.85). At a cut-off value of 2.7, 79.7% sensitivity and 69.1% specificity were observed. AGE levels can be used to cheaply, easily and non-invasively identify patients at risk of developing MAC.
- ItemTRT çocuk şarkılarının MEB okul öncesi eğitim programı kazanımlarına uygunluğunun incelenmesi(Temel Eğitim Derneği, 2024) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Müzikler, çocukların gelişim alanlarının tamamını destekleyen, estetik algıyı geliştiren, özsaygıyı artıran ve yaratıcılığı ortaya çıkartan son derece önemli kaynaklardır. Okul öncesi dönemde müzik etkinlikleri içerisinde, şarkı söyleme, ses dinleme, sesleri ayırt etme, ritim, müzikli öykü ve dans gibi etkinlikler yer almaktadır. Bu çalışma, TRT çocuk şarkılarının MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı kazanımlarına uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, TRT Çocuk resmî web sayfasında yer alan 68 şarkı doküman analizi yöntemi ile incelenmiş ve içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda incelenen şarkılarda kazanımları destekleyen toplamda 1207 örneğe rastlanmıştır. Dil gelişimi alanında yer alan kazanımları destekleyen 593 örneğe rastlanırken bilişsel gelişim alanını destekleyen 253, sosyal ve duygusal gelişim alanını destekleyen 173, motor gelişim alanını destekleyen 149 ve öz bakım becerisi alanını destekleyen 39 örneğe rastlanmıştır Şarkılarda en çok desteklenen kazanımın, 68 şarkının tamamını desteklemesiyle motor gelişim kazanım 5, olduğu görülmüştür. Bu kazanımı 68 şarkının 67’sini desteklemesiyle dil gelişimi kazanım 1’in izlediği tespit edilmiştir. TRT çocuk şarkılarında, bilişsel gelişim kazanım 14, 20 ve 21, sosyal- duygusal gelişim alanında kazanım 11 ve 14’ü destekleyen örnek ifadelere rastlanamamıştır. İncelenen 68 şarkıda bu 5 kazanım haricinde, tüm kazanımları destekleyen ifade örneklerine rastlanmıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda, TRT çocuk şarkılarında, MEB 2013 Okul öncesi eğitim programını destekleyen çok sayıda ifadenin yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ailelere ve alanda çalışan eğitimcilere çocuklarla uygulayacakları etkinliklerde TRT Çocuk şarkılarına başvurması tavsiye edilebilir.
- ItemYoğun bakım hemşirelerinin yaşam sonu bakıma yönelik algıladıkları engellerin ve destekleyici davranışların belirlenmesi(Hacettepe Üniversitesi, 2023-12) Ağgün Yavuz, Güler; Sarmasoğlu Kılıkçıer, Şenay; 167438Amaç: Bu araştırmanın amacı yoğun bakım hemşirelerinin yaşam sonu bakım sunarken algıladıkları en önemli engellerin ve destekleyici davranışların belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma kesitsel tanımlayıcı türde olup, evrenini Ankara Şehir Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesinde çalışan 278 hemşire oluşturmuştur. Bulgular: Yoğun bakım ünitesi hemşirelerinin yaşam sonu bakım sunmaya yönelik algıladıkları en önemli ilk üç engel: “Hastanın kötü prognozunun aile bireylerince kabullenilmemesi”, “Hastanın ölüm anında aile üyelerinin onunla olmaması” ve “Aile bireylerince yaşam kurtarıcı tedbirler ile etkilerinin anlamının bilinmemesi” iken; algıladıkları en önemli ilk üç destekleyici davranış: “Hastanın ölümünden sonra aile üyeleriyle hekimlerin görüşmesi”, “Aile üyeleri tarafından imzalatılacak olan tüm evrakların sağlık çalışanı tarafınca üniteden ayrılmadan hazırlanması” ve “Hastanın ölümünden etkilenen hemşirenin bir süreliğine ayrılması durumunda diğer hastalar için hemşirelerin sorumluluklarını yerine getirmesi” olarak belirlenmiştir. Sonuç: Yoğun bakım ünitesi hemşireleri tarafından yaşam sonu bakım sunmaya yönelik algılanan en önemli engeller hastaların aileleri ile ilgili olup, algılanan en önemli destekleyici davranışlar ise sağlık çalışanları ile ilgilidir. Ailelere hastalarının kötü prognozunu kabul etmelerini kolaylaştırıcı (psikolojik destek vb.) olanakların sunulması ve hekimlerin yaptıkları bilgilendirmeyi sağlayan koşulların anlaşılmasına ve devamlılığının sağlanmasına yönelik araştırmaların yapılması önerilmektedir.