Fakülteler
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Fakülteler by Access Type "Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States"
Now showing 1 - 19 of 19
Results Per Page
Sort Options
- Item2 boyutlu oyun tasarımında piksel sanat kullanımı(Ulmilya Yayıncılık, 2024-10) Can, Kemal Yaşar; Ayçe, Mehmet Taragay; 21436Tarihin ilk dönemlerinden beri bir eğlence aracı olarak görülen oyun aynı zamanda bir iletişim aracıdır. Teknolojik gelişmelerle birlikte, bilgisayar teknolojisinde ve yazılımlarındaki gelişmeleri takiben insanların oyun oynama davranışlarında da farklılıklar meydana gelmiştir. Bilindiği gibi oyun; belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilebilen; fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için en etkin öğrenme sürecidir (Tdk: 2017). Günümüzde oyunlar dijitalleşmenin etkisiyle pek çok farklı türe, içeriğe ve görünüme sahip şekilde üretilmektedir. İki boyutlu cisimler sadece eni ve boyu olan cisimlerdir. İki boyutlu oyunlar ise sprite adı verilen düz grafikler kullanır ve üç boyutlu geometriye sahip değildir. Ekrana düz görüntüler olarak çizilirler ve kameranın perspektifi yoktur. 2D oyunlarda kullanılan piksel sanat ise temelde; belirli kuralları olan ve kurallara uyulduğunda rahatlıkla bir eser çıkartılabilen bir mecradır. Piksel sanat kullanılan oyunlara bakıldığında küçük dosya boyutuna sahip olmalarının da etkisi ile; hızlı yüklenme, kodlama da kolaylık, hızlı derlenme gibi özelliklere sahip olduğu görülür. Ancak 2boyutlu oyun tasarımında pixel art çalışmalarının nasıl hazırlandığı, bunların prensiplerinin, yöntemlerinin ve kullanılan uygulamaların neler olduğu konusunda yeterli kaynağın olmaması bu alanda gerçekleştirilebilecek oyun tasarımlarının da ve literatüründe eksik kalmasına neden olmaktadır. Bu sorundan hareketle bu çalışmada; pixel art kullanan 2 boyutlu oyunları kullanmak isteyen kimselere pixel art yapımı hakkında bir yol haritası oluşturulması amacıyla derleme bir bilgi içeriği ortaya çıkarmak hedeflenmektedir. Bu bağlamda yukarıda bahsedilen ihtiyaçlara yönelik olarak pixel art kullanan 2 boyutlu oyunlarda başta karakter, arkaplan, mekan ve oyunlardaki diğer nesnelerin oluşturulmasında izlenecek yol ortaya çıkartılacaktır. Çalışmanın hem bu alanda yapılacak çalışmalara, hem de literatüre önemli katkılar sağlayacağı öngörülmektedir.
- Item2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi dış mekân reklamı ve kampanya çalışmalarının grafik tasarım açısından genel bir değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-11) Yılmaz, İbrahim; Ayçe, Mehmet Taragay; 21436Siyasi reklam; siyasi parti adaylarının tanıtılması ile adayın siyasi kimliği hususunda seçmeni ikna etme ve tanıtım araçlarının etkili bir şekilde kullanılması aracılığıyla yapılan bir iletişim yöntemidir. Bu süreç adayların mesajlarını doğrudan seçmene iletmelerine ve siyasi tartışmaları etkilemelerine olanak tanıyan bir tür kampanya biçiminden oluşur. Seçimi kazanmak, en iyi aday olmak veya en iyi fikirlere sahip olmaktan çok daha fazlasını içerir. Adaylar, çeşitli medya türlerinde reklam yayınlayarak isim bilinirliği oluşturabilir, önemli konuları vurgulayabilir ve rakiplerinin eksikliklerini topluma yansıtabilirler. Günümüzde seçim reklamları ve kampanya harcamaları daha çok çevrimiçi platformlara yönelmiş olsa da siyasette hâlâ dış mekân reklam çalışmalarına marka bilinirliği ve görünürlüğü açısından büyük ölçüde devam edilmektedir. Dış mekân reklamcılığı diğer reklam biçimlerinden daha fazla kişiye hitap eder ve insanların zihninde diğer tüm medya araçlarından daha çok önem verilmektedir. Dünya reklam tasarımcıları arasında gerilla reklamcılık olarak da bilinen dış mekân reklamcılığı, insanların aniden karşılarına çıkması ve kitleleri harekete geçirmesinde etkili olmasıyla da grafik tasarım ve reklamcılık alanındaki yerini almıştır. Bu araştırmanın amacı 2023 seçimlerindeki reklam afişlerinin tasarım açısından gelişim ve değişimlerini incelemektir. Bu seçim gerek toplumsal gerek siyasal olarak Türkiye’de bulunan siyasi görüşler açısından iki farklı gurubu temsil etmiştir. Her ne kadar Türk toplumu arasında olsa da seçimlerde kullanılan argümanlar seçimlerin tanıtım çalışmalarında büyük farklı söylemlerin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu araştırma seçilen siyasi kampanya afişlerinde yer alan görsellerin tipografik ve grafiksel bakımdan özelliklerinin belirlemesi ve incelemesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, siyasi kampanya afişlerinin siyasi adayların oy toplamak için kullandıkları temel görsel iletişim araçları olarak nasıl işlev gördüğü incelenmiştir. Grafiksel olarak siyasi kampanya afişlerinde, anlam ifade eden çeşitli renkler, resimler yanında, illüstrasyonlar da kullanılmıştır. Çeşitli siyasi partilerin farklı politik yaklaşımları olmasına rağmen bu seçimde siyasi görüşlerin belirgin söylemleri afiş tasarımlarını da önemli ölçüde etkilemiştir.
- ItemA comprehensive analysis of apricot drying methods via multi-criteria decision making techniques(Wiley, 2024-10) Abdulvahitoğlu, Aslı; Abdulvahitoğlu, Adnan; Cengiz, Nurten; 382420Food and food safety have been among the most important issues for people throughout history. Societies have always tried to be self-sufficient in food and have avoided becoming dependent on foreign sources. However, the fact that most foods are seasonal and the increasing population's food consumption have revealed the need to preserve foodstuffs for a long time. The old and well-known method used today for extending shelf life is the drying process. The drying process is preferred over other preservation methods for reasons such as being more economical, easier to transport, having a longer shelf life, more concentrated nutritional value, and containing fewer additives. This ensures that dried foods are of higher quality in terms of physical, chemical, microbial properties, and nutritional values compared to other packaged foods. While the drying process was traditionally done over a long period, technological advancements have led to the production of higher quality and more valuable commercial products in a shorter time. In this study, traditional and technological methods used in drying apricots were compared according to the parameters determined by experts in the field. Since multiple parameters are effective in the comparison, Multi-Criteria Decision Making (MCDM) techniques were used. The optimum apricot drying method was determined by combining the results obtained from different MCDM techniques with the Borda rule.
- ItemA simple magnetic resonance scoring system for predicting suitability for primary anterior cruciate ligament repair(Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, 2024-08) Kılızay, Yusuf Onur; Erdoğmuş Gülcan, Server; Yılmaz, Hazal Berfin; Yalçın, Gülay; 334080; 392815; 202217; 308202Objective: This study developed a simple magnetic resonance imaging (MRI) scoring method to assess the suitability of the anterior cruciate ligament (ACL) remnant for primary repair and aimed to test the success of this scoring method on operative images of patients undergoing early ACL surgery. Methods: The video-recorded operative images of patients who underwent ACL reconstruction and the MRI images of the same patients taken in our hospital were retrieved from the hospital archive. Two surgeons evaluated whether the ACL could be primarily repaired on the video images recorded during the operation. Magnetic resonance primary repairability (MPR) scores and repairability status on video images were compared. Results: The mean age of the patients was 30.4 ± 8.6 years. The evaluation of remnant size on MRI showed moderate agreement between observers (P < .001, Cohen’s kappa = 0.605). The assessment of the repairability score based on MRI and video observation demonstrated substantial agreement between observers (P < .001, Cohen’s kappa = 0.743 and P < .001, Cohen’s kappa = 0.762, respectively). Conclusion: The MR primary repairability score (MPR score) is suitable for use in the decision-making process for the primary repair of the ACL.
- ItemComparison of the quality of life of mentally and physically disabled children and their healthy siblings(Hacettepe Üniversitesi, 2024-09) Kavlak, Erdoğan; Erdoğmuş, Server; Kavlak, Ebru; Yalçın, Gülay; 392815; 308202Purpose: It is known that the health-related quality of life of children with neurological problems is adversely affected. But these problems also have a negative impact on the whole family. This study was conducted to examine the quality of life of children with mental and physical disabilities and their healthy siblings. Material and Methods: 82 children with mental and physical disabilities between the ages of 2-18 and their healthy siblings were included in the study. The sociodemographic data of the participants were recorded. The Pediatric Quality of Life Inventory was used to measure health-related quality of life, and the Gross Motor Function Classification System was used to evaluate the gross motor functions of children with disabilities. Results: 82 (48 boys, 34 girls) mentally and physically disabled children with a mean age of 9.87±5.06 years and 82 (34 boys, 48 girls) healthy siblings with a mean age of 12.68±3.65 were included in the study. When the quality of life of mentally and physically disabled children was examined, it was seen that there was no significant difference between the two groups (p>0.05). There was no significant difference between the quality of life of the healthy siblings of mentally and physically disabled children (p>0.05). Discussion: It was observed that the quality of life of healthy siblings of mentally and physically disabled children was similarly affected. It should not be forgotten that the quality of life of their families and healthy siblings will also be adversely affected during the treatment process of disabled children.
- ItemCovid-19 pandemisinin Türkiye bankacılık sektöründeki sistemik risk üzerine etkileri: MES analizi ile karşılaştırmalı bir inceleme(Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyeleri Bilim ve Araştırma Derneği, 2025-01) Şengül, Serkan; 355807Bu çalışma, Türkiye’deki bankacılık sektörünün COVID-19 pandemisi öncesi ve sonrası dönemdeki sistemik risk seviyelerini analiz etmektedir. 2016-2023 yılları arasında Borsa İstanbul'a kote altı bankanın (Akbank, İş Bankası, Garanti BBVA, Yapı Kredi, Halkbank ve Vakıfbank) Marjinal Beklenen Açık (Marginal Expected Shortfall-MES), koşullu korelasyon ve koşullu volatilite gibi finansal risk göstergelerine dayanan analiz, pandeminin sektörde kırılganlıkları artırdığını ortaya koymaktadır. Sonuçlar, pandemi süresince uygulanan genişletici politikaların bankaların kısa vadeli likidite ihtiyaçlarını karşılamasına rağmen uzun vadede sistemik riski yükselttiğini göstermektedir. Ayrıca, pandemi sonrası dönemde Türkiye'deki ani politika değişiklikleri ve merkez bankası bağımsızlığına dair belirsizliklerin finansal istikrarı zayıflattığı gözlemlenmiştir. Çalışma, Türkiye’de finansal düzenlemelerin kriz dönemlerinde daha dayanıklı bir bankacılık yapısının geliştirilmesi için stratejik önemini vurgulamaktadır.
- ItemEconomic and Demographic Effects of Public Pension Expenditures: The Case of Türkiye(Sivas Cumhuriyet University, 2025-02) Şengül, Serkan; 355807This study investigates the economic and demographic factors affecting public pension expenditures in Türkiye and provides significantinformation about the sustainability of the country's social security system. Using annual data from 1980 to 2019, the study employed the ARDL bounds testing approach to examine the short and long-run effects of GDP per capita, public debt, tax revenues, and the elderly dependency ratio on pension expenditures. The 2001 economic crisis led to a structural break, which is modeled by adding a dummy variable. The results show that GDP per capita reduces pension expenditures in the long run, reflecting the mitigating effect of economic growth on fiscal pressure. In contrast, public debt exerts a notably positive impact, highlighting the fiscal burden of pension financing through borrowing. Tax revenues show a limited but positive effect, while the elderly dependency ratio emerges as the most influential determinant, highlighting the challenges posed by the demographic transition. The short-run analysis confirms a rapid return to equilibrium, pointing to a robust error correction mechanism. The findings underscore the need for social security reforms, including measures to raise the retirement age, increase private pension participation, and address demographic challenges. Despite its contributions, the study is limited by not including variables such as health expenditures and labor market dynamics. Nevertheless, it provides a valuable framework for policymakers to develop growth-oriented policies, ensure fiscal discipline, and promote sustainable social security systems. These insights are relevant not only for Türkiye but also for other countries facing similar demographic and economic pressures, making this study an important contribution to the ongoing debate on pension system reforms.
- ItemGüneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Ekonomilerinde Finansal Gelişme ve Doğrudan Yabancı Yatırımların Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkisi(Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyeleri Bilim ve Araştırma Derneği, 2025-04) Canbay, Şerif; 278780Bu çalışma, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'nin Kurucu Beşlisi’ni oluşturan Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland’da doğrudan yabancı yatırımlar ve finansal gelişmişliğin ekonomik büyüme üzerindeki nedensel ilişkisini incelemektedir. 1980-2021 dönemi için panel bootstrap nedensellik testi kullanılarak yapılan analiz, doğrudan yabancı yatırımlar ve finansal gelişmişlik değişkenlerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin ülkeden ülkeye değiştiğini göstermektedir. Elde edilen bulgulara göre, Endonezya’da doğrudan yabancı yatırımlar büyümeyi pozitif yönde etkilerken, finansal gelişmişlik ekonomik büyüme üzerinde negatif bir etkiye sahiptir. Malezya’da benzer şekilde doğrudan yabancı yatırımlar büyümeyi teşvik ederken, finansal gelişmişliğin büyüme üzerindeki etkisi negatif yönlüdür. Filipinler’de finansal gelişmişlik büyümeyi desteklerken, doğrudan yabancı yatırımların büyümeye olumsuz etkisi gözlemlenmiştir. Singapur ve Tayland’da hem doğrudan yabancı yatırımlar hem de finansal gelişmişlik büyüme üzerinde olumsuz etkiye sahiptir.
- ItemHavayolu yolcularının beklenen ve algılanan hizmet kalitesinin SERVQUAL ile ölçülmesi: Türkiye-Rusya karşılaştırması(Kilis 7 Aralık Üniversitesi, 2024-07) Faizov, Firdavs; Boz, Dursun; 331826Amaç: Bu araştırmanın amacı Türkiye (İstanbul Ground Airport- İGA) ve Rusya’da (Şeremetyevo Havaalanı- Moskova) havayolu yolcularının beklenen ve algılanan hizmet kalitesinin SERVQUAL ile ölçümlenerek hizmet kalitesinin belirlenmesi ve karşılaştırılmasıdır. Tasarım/Yöntem: Bu çalışmada tesadüfi olmayan yöntemlerden kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak 412 havayolu hizmeti alan yolcu ile anket uygulaması yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 23.0 programıyla analiz edilmiştir. Bulgular: Elde edilen bulgularla Türk havayolu yolcularının Beklenen Kalite aritmetik ortalaması (x̄=3.92) iken Algılanan Kalite ortalamasının (x̄=3.81) olduğu ve yolcuların havayolu ürün hizmeti algılamalarının düşük kalitede (x̄=-0.10) olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulgularla Rus havayolu yolcularının ise Beklenen Kalite aritmetik ortalaması (x̄=4.31) iken Algılanan Kalite ortalamasının (x̄=3.98) olduğu ve yolcuların havayolu ürün hizmeti algılamalarının düşük kalitede (x̄=-0.32) olduğu saptanmıştır. Sınırlılıklar: Çalışma örneklemini İstanbul ve Moskova’da 412 yolcuyla yapılması, yolcuların anket ifadelerinin uzun ve sıkıcı bulmaları ile bulundukları havaalanının zaman baskısından kaynaklı olumsuzluklar çalışmanın kısıtlarındandır. Özgünlük/Değer: İlgili alanyazında havacılık sektöründe havayolu ürünü alan yolcuların beklenen ve algılanan hizmet kalitesinin Türkiye ve Rusya karşılaştırmasının ilk kez yapılıyor olması araştırmanın özgün değeri olarak değerlendirilebilir.
- ItemHow close are interprofessional debriefers to meet the INACSL standards of debriefing practices? a qualitative study(2023-12) Özata, Kevser; Caz, Büşra; Sarmasoğlu Kılıkçıer, Şenay; 167438Aim: This study aims to determine whether the debriefings performed by different health professions for nearly a decade meet the INACSL standards of best debriefing practices. Methods: In order for learning to occur in simulation, there must be a adequate debriefing session. An adequate debriefing should be based on the criteria described in the standards of best practices published by the International Nursing Association for Clinical Simulation and Learning (INACSL). A high quality, adequate, and effective debriefing must be carried out in accordance with each standard. Results: Most of the debriefers are female. Over half had two years or less experience with simulation, and a quarter had training in simulation or debriefing. The results are presented in five contexts (Competent Debriefer, Environment, Effective Debriefing, Theoretical Framework, and Objectives and Outcomes.), which conform to the four standards covered by the INACSL standards of best practices. Conclusions: Except for the feedback, the debriefings do not meet the INACSL standards of best practices. However, the debriefers are aware of the importance of debriefing and are willing to improve their skills. Most of the debriefers have learned debriefing from observation or the literature. With this study, it was ensured that debriefers gained awareness in terms of INACSL standards. At the same time, this study will also provide awareness about the standards for the literature.
- ItemLojistik depolarda sipariş toplama ve konumlandırmaya yönelik yenilikçi bir yaklaşım(Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2023) Şahinaslan, Önder; Karataş, Ceyhun; Şahinaslan, Ender; 122635Amaç: Uluslararası bir lojistik deponun verimliliğini artırmaya katkı sağlamak için depo dolaşım mesafesini kısaltacak yenilikçi ve etkin bir konumlandırma yönteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: 1.239.545 adet ham depo verisi uzman ekiplerin desteği ile analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Makine öğrenimi algoritmalarının depo konumlarının belirlenmesinde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Dolaşım hızı ve anahtar değer hesaplamasına dayalı olarak alternatif bir konumlandırma çözümü geliştirilmiştir. Statik olarak beş farklı bölgeye ayrılan sahada uygulamalı testler yapılmıştır. Önerilen yöntemin etkinliği, bilinen konumlandırma yöntemleriyle karşılaştırılmıştır. Bulgular: Öğrenme algoritmalarının başarı oranları (%54-%64) uzman ekipler tarafından yeterli bulunmamıştır. Geliştirilen çözümde ürünleri doğru yere yerleştirme başarı oranı %90,93 olmuştur. Bir aylık gözlem sonucunda depo giriş çıkış işlemlerinde kat edilen mesafe yaklaşık 880 km kısalmış, depo doluluk oranı %54,07'den %55,68'e yükselmiştir. Elde edilen sonuçlar önerilen yöntemin etkinliğini göstermektedir. Özgünlük: Depo yerleşim yüzdeleri ve dolaşım mesafelerinde önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bilinen diğer yöntemlere göre daha etkili ve yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Bölge sınırı olmayan dinamik, verimli ve başarılı yapısıyla farklı depolarda uygulanabilir özgünlüktedir. Gerçek depo verilerine ve uzman görüşlerine dayalı olarak oluşturulması literatüre eşsiz bir katkı sağlamaktadır.
- ItemRelationship between maritime transport and economic growth: highest maritime transport european countries(Ordu University, 2025-01) Canbay, Şerif; Kırca, Mustafa; 278780Maritime transport is one of the most widely used transport channels used by countries in foreign trade. The development of maritime transport affects the economic growth levels of countries. In addition, the increase in the level of economic growth of countries increases their share in international foreign trade and this situation increases the importance given by countries to maritime transport day by day. The identification of the effects of maritime transport in countries will provide important information on what countries should do against the shocks they will face in the future. In this context, the study aims to determine whether there is any causality relationship between maritime transport and economic growth variables in Belgium, France, Germany, Italy, Netherlands, Spain, Türkiye, and the United Kingdom, which have the highest maritime transport among European countries. The bootstrap panel causality test was employed to examine the causality relationships between the variables over the time frame of 2008:Q1-2020:Q2. According to the findings, there is a causality relationship from economic growth to maritime transport in all countries except Italy and the Netherlands. There is a causality relationship from maritime transport to economic growth in Türkiye and the United Kingdom. As a result, the relationship between maritime transport and economic growth varies from country to country. This situation reveals the necessity of developing national policies for maritime transport by considering the economic structures of the countries. These findings suggest that countries need more efficient and sustainable maritime transport policies.
- ItemSağlık çalışanları etik kodlar ölçeği: bir ölçek geliştirme çalışması(İstanbul Gelişim Üniversitesi, 2024-07) Tamer, Gülay; Ünsal Jafarov, Gülşah; Boz, Dursun; Tetik, Gözde; Oktay, Semanur; 331826Amaç: Bu çalışmanın amacı, sağlık çalışanlarının karşılaştıkları etik sorunlara odaklanmalarına yardımcı olan beklentileri ve temel ilkeleri açıklamak için bir ölçme aracı geliştirmektir. Yöntem: Sağlık Çalışanları Etik Kodlar Ölçeği’nin (SÇEKÖ) geliştirilmesinde, ilgili alanyazın taranmış, çalışmalar irdelenerek ölçek maddeleri oluşturulmuş ve sonrasında uzman görüşleri alınmıştır. Uzman görüşleri doğrultusunda yapılan düzenlemeler ve 442 sağlık çalışanı ile yapılan 3 ayrı pilot çalışma sonrasında 29 madde ve 5 alt faktörden oluşan SÇEKÖ’nin geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 23 ve AMOS 18 paket programı ile analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlık çalışanları etik kodlar ölçeği ifadelerinin yük değerleri 0,972 ila 0,501 arasında değişmektedir. Ölçekte bulunan 5 faktörlü yapıyla toplam varyansın %76,724 olduğu belirlenmiştir. Ölçeğe ait Cronbach’s Alpha katsayısı 0,902 sonucu ile çok iyi olduğu belirlenmiştir. Ölçekteki faktörlerin isimleri; hasta hakları ve mahremiyet (10 ifadeli), mesleki özen (9 ifadeli), dayanışma (3 ifadeli), etik ikilem (3 ifadeli), adalet ve eşitlik (4 ifadeli) olarak çalışma ekibi tarafından isimlendirilmiştir. Sonuç: Geliştirilen SÇEKÖ’nin sağlık çalışanlarının etik sorunlara odaklanmalarına yardımcı olan beklenti ve temel ilkeleri ölçme noktasında güvenilir bir araç olarak kullanılabileceğine karar verilmiştir.
- ItemStock price prediction using the Sand Cat Swarm Optimization and an improved deep Long Short Term Memory network(Elsevier, 2025-01) Gülmez, Burak; 222298Stock price prediction remains a complex challenge in financial markets. This study introduces a novel Long Short-Term Memory (LSTM) model optimized by Sand Cat Swarm Optimization (SCSO) for stock price prediction. The research evaluates multiple algorithms including ANN, LSTM variants, Auto-ARIMA, Gradient Boosted Trees, DeepAR, N-BEATS, N-HITS, and the proposed LSTM-SCSO using DAX index data from 2018 to 2023. Model performance was assessed through Mean Squared Error, Mean Absolute Error, Mean Absolute Percentage Error, and out-of-sample R2 metrics. Statistical significance was validated using Model Confidence Set analysis with 5000 bootstrap replications. Results demonstrate LSTM-SCSO's superior performance across all evaluation metrics. The model achieved an annualized return of 66.25% compared to the DAX index's 47.45%, with a Sharpe ratio of 2.9091. The integration of technical indicators and macroeconomic variables enhanced the model's predictive capabilities. These findings establish LSTM-SCSO as an effective tool for stock price prediction, offering practical value for investment decision-making.
- ItemThe End of The World: Unveiling Dystopian Apocalypse in Caryl Churchill’s Far Away(RumeliYA Yayıncılık, 2025) Özçelik, Kaya; 351393; Tekin, FatmaIn today’s fast-changing world, it is clear that humanity is inclined more to the-end-of-world than ever, which can well be evidenced by the portrait of political and socio-cultural developments that directly impact the future of humankind. In this context, global trends towards autocracy or totalitarianism can well be observed through various conflicts and strategies in contemporary world politics, as is witnessed in the current Israeli-Palestinian conflict and the Russian-Ukrainian war. In the world of fiction, these are all interpreted within the boundaries of dystopian and (post-)apocalyptic genres, each of which developed as a sub-genre of science fiction. While the deterioration of the once politically and socially peaceful world is analysed within the realm of dystopian fiction, the world plunged into apocalypse through several specific cataclysms, especially by man-made causes, are analysed within the boundaries of (post-)apocalyptic fiction in the world of literature. Thus, the intersection of dystopian and apocalyptic narratives has long served as a clear lens through which societies have examined their deepest anxieties - whether they stem from authoritarian rule, environmental collapse, or the erosion of truth and morality, which bring humankind closer to an inescapable end day by day. In contemporary literature and drama, these themes have gained an urgency to mirror a world grappling with political extremism, technological upheaval, endless wars, and so on that pave the way for nothing other than cataclysmic events, such as mind-controlling, nuclear holocaust, ecological crises out of many. Among playwrights who challenge traditional storytelling and expose systemic dysfunction, Caryl Churchill keeps her own as one of the foremost literary figures with her unique radical voice and daring who merges dystopian and (post-)apocalyptic elements to disclose starkly the contemporary portrait of the world by blurring the boundaries between realism and absurdity to leave her audiences/readers all alone to solve the knot. It is just at this point that Far Away gains more prominence in the world of literature/drama with its minimalist illustration of the knot tightened by an ongoing dystopian society as a precursor to an immanent and imminent apocalypse.
- ItemThe mediating role of emotion lability and emotion regulation in the relationship between social-emotional adaptation with behavior regulation and social skills among preschool children(Muhammed Yıldız, 2023-12) Sezgin, Esin; Bilge, Yıldız; Çelik, Burçin; Sevuk, Esma Nur; 230880Self-regulation is defined as an individual's ability to control and regulate their own behavior; this skill, forming the foundation of social adjustment, influences one's ability to interact with their environment and manage relationships. Emotion regulation, on the other hand, involves the ability to manage emotional responses and is believed to establish a critical connection between social adjustment and self-regulation. In this study, the aim is to determine the mediating role of emotion regulation in the relationship between behavioral regulation, social skills, and social-emotional adjustment skills using two different models.The study included a total of 216 children aged 5 and 6. Data were collected using the Socio-Demographic Information Form, Emotion Regulation Scale (ERS), Child Behavior Rating Scale (CBRS), and Marmara Social-Emotional Adaptation Scale (MSEAS). When socio-demographic variables were evaluated in terms of social competence and social-emotional adjustment scores according to gender, significant differences were found in favor of girls. Significant differences were also found in favor of children with working mothers when evaluated based on the mother's employment status. There were moderate significant correlations found between emotion regulation, child behavior assessment, and social-emotional adjustment. According to the mediation analyses, there was a partial mediating effect of emotion variability/negativity and emotion regulation in the relationship between behavior regulation and social-emotional adjustment. Similarly, there was a partial mediating effect of emotion variability/negativity and emotion regulation in the relationship between social competence and social-emotional adjustment. It is thought that the finding that children's emotion regulation and emotion variability/negativity mediate the relationship between social-emotional adjustment, social competence, and behavior regulation will contribute to the literature.
- ItemThe predictive role of eating disorders and physical activity in findrisc diabetes risk: the sample of nutrition and dietetics students(Pontificia Universidade Catolica Campinas, 2024-06) Hamurcu, Pınar; Batar, Nazlı; 256218Objective The aim of this study was to investigate the effect of eating disorder risk and physical activity level on diabetes risk in students enrolled in the Department of Nutrition and Dietetics. Methods This cross-sectional descriptive study was conducted with 313 students enrolled in the Department of Nutrition and Dietetics at a private foundation university during the academic year of 2021-2022. Data was collected through face-to-face interviews using the Information Form, International Physical Activity Questionnaire, SCOFF Eating Disorders Scale, and Finnish Type-2 Diabetes Risk Questionnaire. The data was analyzed using IBM®SPSS® v.26 statistical software. Results Among the Nutrition and Dietetics students, 91.1% were female, mean age was 21.42±3.62 years, and mean body mass ındex was 21.72±3.25 kg/m2. According to International Physical Activity Questionnaire assessment, 8.9% of the students were categorized as inactive. The SCOFF Eating Disorders Scale assessment revealed that 25.6% of the students were at risk of developing an eating disorder. The Finnish Type-2 Diabetes Risk Questionnaire assessment indicated that 90.7% of the students had a low to slight risk of diabetes. The results of the correlation analysis showed that as International Physical Activity Questionnaire scores increased, Finnish Type-2 Diabetes Risk Questionnaire scores decreased by 16.8% (p=0.003), and as SCOFF Eating Disorders Scale scores increased, Finnish Type-2 Diabetes Risk Questionnaire scores also increased by 28% (p<0.001). The results of the multiple regression analysis showed that International Physical Activity Questionnaire significantly predicted Finnish Type-2 Diabetes Risk Questionnaire score, accounting for 3.8% of the variance, while SCOFF Eating Disorders Scale predicted Finnish Type-2 Diabetes Risk Questionnaire score, accounting for 8% of the variance (p<0.001). Conclusion The findings of this study suggest that physical activity level and susceptibility to eating disorders have a significant effect on the development of diabetes mellitus.
- ItemTRT çocuk şarkılarının MEB okul öncesi eğitim programı kazanımlarına uygunluğunun incelenmesi(Temel Eğitim Derneği, 2024) Musuloğlu, Büşra Nur; Sezgin, Esin; 230880Müzikler, çocukların gelişim alanlarının tamamını destekleyen, estetik algıyı geliştiren, özsaygıyı artıran ve yaratıcılığı ortaya çıkartan son derece önemli kaynaklardır. Okul öncesi dönemde müzik etkinlikleri içerisinde, şarkı söyleme, ses dinleme, sesleri ayırt etme, ritim, müzikli öykü ve dans gibi etkinlikler yer almaktadır. Bu çalışma, TRT çocuk şarkılarının MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programı kazanımlarına uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, TRT Çocuk resmî web sayfasında yer alan 68 şarkı doküman analizi yöntemi ile incelenmiş ve içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda incelenen şarkılarda kazanımları destekleyen toplamda 1207 örneğe rastlanmıştır. Dil gelişimi alanında yer alan kazanımları destekleyen 593 örneğe rastlanırken bilişsel gelişim alanını destekleyen 253, sosyal ve duygusal gelişim alanını destekleyen 173, motor gelişim alanını destekleyen 149 ve öz bakım becerisi alanını destekleyen 39 örneğe rastlanmıştır Şarkılarda en çok desteklenen kazanımın, 68 şarkının tamamını desteklemesiyle motor gelişim kazanım 5, olduğu görülmüştür. Bu kazanımı 68 şarkının 67’sini desteklemesiyle dil gelişimi kazanım 1’in izlediği tespit edilmiştir. TRT çocuk şarkılarında, bilişsel gelişim kazanım 14, 20 ve 21, sosyal- duygusal gelişim alanında kazanım 11 ve 14’ü destekleyen örnek ifadelere rastlanamamıştır. İncelenen 68 şarkıda bu 5 kazanım haricinde, tüm kazanımları destekleyen ifade örneklerine rastlanmıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda, TRT çocuk şarkılarında, MEB 2013 Okul öncesi eğitim programını destekleyen çok sayıda ifadenin yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ailelere ve alanda çalışan eğitimcilere çocuklarla uygulayacakları etkinliklerde TRT Çocuk şarkılarına başvurması tavsiye edilebilir.
- ItemYoğun bakım hemşirelerinin yaşam sonu bakıma yönelik algıladıkları engellerin ve destekleyici davranışların belirlenmesi(Hacettepe Üniversitesi, 2023-12) Ağgün Yavuz, Güler; Sarmasoğlu Kılıkçıer, Şenay; 167438Amaç: Bu araştırmanın amacı yoğun bakım hemşirelerinin yaşam sonu bakım sunarken algıladıkları en önemli engellerin ve destekleyici davranışların belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma kesitsel tanımlayıcı türde olup, evrenini Ankara Şehir Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesinde çalışan 278 hemşire oluşturmuştur. Bulgular: Yoğun bakım ünitesi hemşirelerinin yaşam sonu bakım sunmaya yönelik algıladıkları en önemli ilk üç engel: “Hastanın kötü prognozunun aile bireylerince kabullenilmemesi”, “Hastanın ölüm anında aile üyelerinin onunla olmaması” ve “Aile bireylerince yaşam kurtarıcı tedbirler ile etkilerinin anlamının bilinmemesi” iken; algıladıkları en önemli ilk üç destekleyici davranış: “Hastanın ölümünden sonra aile üyeleriyle hekimlerin görüşmesi”, “Aile üyeleri tarafından imzalatılacak olan tüm evrakların sağlık çalışanı tarafınca üniteden ayrılmadan hazırlanması” ve “Hastanın ölümünden etkilenen hemşirenin bir süreliğine ayrılması durumunda diğer hastalar için hemşirelerin sorumluluklarını yerine getirmesi” olarak belirlenmiştir. Sonuç: Yoğun bakım ünitesi hemşireleri tarafından yaşam sonu bakım sunmaya yönelik algılanan en önemli engeller hastaların aileleri ile ilgili olup, algılanan en önemli destekleyici davranışlar ise sağlık çalışanları ile ilgilidir. Ailelere hastalarının kötü prognozunu kabul etmelerini kolaylaştırıcı (psikolojik destek vb.) olanakların sunulması ve hekimlerin yaptıkları bilgilendirmeyi sağlayan koşulların anlaşılmasına ve devamlılığının sağlanmasına yönelik araştırmaların yapılması önerilmektedir.